Vücudumuzun işleyişi nedeniyle uzun süreli uzay seyahati insanlar için gerçekçi bir olasılık değildi, ancak kış uykusuna yatabilsek bu durum değişebilir. Yeni bir çalışma, kış uykusunun sırrının yarasaların kanında yatabileceğini ortaya koydu.
YARASA KANINDAKİ SIR: ERİTROSİTLERİN ROLÜ
Almanya’daki Greifswald Üniversitesi’nden araştırmacılar, eritrosit olarak bilinen bir tür kırmızı kan hücresinin, yarasaların kış uykusu sırasında aşırı soğukta hayatta kalmalarında önemli bir rol oynadığını keşfetti. Bu hücrelerin, yarasaların metabolizmalarını yavaşlatarak enerji tasarrufu yapmalarına ve düşük sıcaklıklarda bile hayatta kalmalarına yardımcı olduğu belirtildi.
İNSAN VE YARASA KAN HÜCRELERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
Araştırmacılar, soğuk aylarda kış uykusuna yatan iki yarasa türünün -Nyctalus noctula ve Rousettus aegyptiacus- kanındaki eritrositleri insan kanındakilerle karşılaştırdı. Bulgular, sıcaklık düştükçe yarasaların eritrositlerinin normal şekilde işlev görmeye ve esnek kalmaya devam ettiğini gösterdi. Bu sayede yarasaların metabolizmaları ve kan dolaşımları kesintisiz olarak sürüyor.
Buna karşılık, insan eritrositleri sıcaklık normal vücut sıcaklığının altına düştüğünde daha viskoz ve daha az esnek hale geliyor. Bu durum, insanların düşük sıcaklıklarda metabolik fonksiyonlarını sürdürememelerine ve dolayısıyla kış uykusuna yatamamalarına yol açıyor.
UZUN SÜRELİ UZAY SEYAHATİNDE KIŞ UYKUSUNUN ÖNEMİ
Uzmanlar, yarasa kanının bu özelliğini insanlara nasıl uygulayabileceklerini araştırıyorlar. Çalışmanın baş yazarı Gerald Kerth, “İnsanları yıldızlararası bir uçuş sırasında düşük sıcaklık durumuna getirmek avantajlar sağlar. Bunun önümüzdeki üç yıl içinde gerçekleşeceğini söylemiyoruz, ancak bu önemli bir ilk adım” dedi. Kış uykusunun başarılması, astronotların daha az yiyecek ve oksijenle daha uzun mesafeleri kat edebilmesine ve uzun süreli izolasyonun psikolojik etkilerinin azaltılmasına yardımcı olabilir.