Kalp damar hastalıkları, tüm dünyada ölümlerin en sık nedeni olarak çağın büyük sağlık sorunlarından biri haline geldi. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre tüm dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alan bu hastalıklar, kalp krizlerinden felce kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.
Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, kalp damar hastalıklarının artık yalnızca yaşlı bireyleri etkilemediğine işaret ederek, bu hastalıkların gençleri de etkilediğini belirtti.
Dünyada her 15 saniyede 1 insanın kalp krizi geçirerek hayatını kaybettiğini aktaran Okuyan, “Bu, korkutucu bir rakam. Özellikle genç yaşta kalp krizine bağlı ölümlerde artış gözlemliyoruz. Eskiden yaşlılara özgü bir hastalık olarak bilinse de artık 30’lu, hatta 20’li yaşlarda dahi kalp krizi görülebiliyor.” ifadelerini kullandı.
Okuyan, kalp krizinin birçok nedeni olabileceği bilgisini paylaşarak, “Sigara kullanımı, yüksek kolesterol seviyeleri, hareketsiz yaşam tarzı, obezite, stres, yüksek tansiyon ve genetik yatkınlık başlıca risk faktörleri arasında yer alıyor. Ne yazık ki, bu faktörlerin çoğu günümüzde yaygın olarak görülüyor.” açıklamasını yaptı.
Kalp damar hastalıklarından korunmanın mümkün olduğunu vurgulayan Okuyan, değiştirilebilir risk faktörlerine dikkati çekti.
Okuyan, sigara kullanımını bırakmanın, sağlıklı beslenmenin, düzenli egzersiz yapmanın ve kilo kontrolü sağlamak gibi basit yaşam tarzı değişikliklerinin kalp krizi riskini büyük ölçüde azalttığını anlatarak, “Kan basıncınızı düzenli ölçtürmek, kolesterol ve kan şekerinizi kontrol ettirmek, koruyucu hekimlik adına çok önemli. Genetik risk faktörlerini değiştiremeyiz ancak diğer riskleri kontrol altına alarak bu riski en aza indirebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.
Hastalığın ortaya çıkmadan önce önlenebileceğine işaret eden Okuyan, bireylerin düzenli tıbbi kontroller yaptırmasının hayati önem taşıdığını vurguladı.
Okuyan, 30’lu yaşlardan itibaren yılda en az bir kez kan tahlili yaptırarak kolesterol, kan şekeri ve tansiyon değerlerini kontrol ettirmenin, kalp damar hastalıklarının erken tanısında kilit rol oynadığının altını çizerek, “Ayrıca genetik yatkınlığı olan bireylerin daha sıkı bir takip sürecine girmesi gerekir.” şeklinde görüş belirtti.
Toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğine değinen Okuyan, şunları kaydetti:
“Kalp damar hastalıkları, ölüm nedenleri arasında birinci sırada yer almasına rağmen, alınacak önleyici tedbirlerle bu oranlar yarıya indirilebilir. Sağlıklı yaşam alışkanlıklarının benimsenmesi ve düzenli doktor kontrolleri, bu hastalıklara yakalanma riskini önemli ölçüde azaltır.”