Han, Netanyahu ve Gallant hakkında çıkarılan tutuklama kararlarıyla ilgili açıklama yaptı.
Kerim Han, 20 Mayıs’ta sunulan başvuruların, bağımsız bir soruşturma sonucunda ve adli süreçten geçirilmiş nesnel, doğrulanabilir kanıtlara dayandığını belirterek, tutuklama kararlarının uygulanması için UCM üyesi ülkelere çağrıda bulundu.
İşbirliği çağrısı
Başsavcı Han, UCM sitesinde yayımlanan açıklamasında, “Tüm taraf devletleri, Roma Statüsü’ne olan bağlılıklarını yerine getirmeye ve yargı kararlarına uymaya davet ediyorum. Mahkemenin yargı yetkisi kapsamındaki tüm durumlarda olduğu gibi, bu davada da işbirliklerine güveniyoruz.” ifadesini kullandı.
Han, UCM üyesi olmayan devletlerle de hesap verebilirliği sağlamak ve uluslararası hukuku desteklemek için işbirliğine açık olduklarını kaydetti.
Soruşturma devam ediyor
Kerim Han, Roma Statüsü’nün 54. maddesi uyarınca, leh ve aleyhteki durumların ve delillerin değerlendirilmesi için İsrail ve Filistin dahil tüm taraflarla işbirliği arayışını sürdüreceklerini vurguladı.
Gazze ve Batı Şeria’daki durumu araştırmaya devam ettiklerini belirten Han, “Şiddetin tırmanması, insani yardım imkanlarının daralması ve uluslararası suç iddialarının artmasından derin endişe duyuyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Han, İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant’ın, açlığı savaş yöntemi olarak kullanma suçu ile cinayet, zulüm ve diğer insanlık dışı eylemler kapsamında insanlığa karşı suçlardan sorumlu tutulduğunu kaydetti.
Başsavcı Han, Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed Deif’in insanlığa karşı suçlar kapsamında cinayet, yok etme, işkence ve cinsel şiddet ile savaş suçları kapsamında cinayet, zalimane muamele, işkence, rehin alma ve cinsel şiddet suçlarından sorumlu tutulduğunu bildirdi.
Savcılığın tutuklama talebi
UCM Savcılığı, 20 Mayıs 2024’te Netanyahu ve Gallant’ın 8 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de, Hamas liderlerinin ise 7 Ekim 2023’ten itibaren İsrail ve Filistin topraklarında savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlediklerine dair makul gerekçeler bulunduğu için UCM Ön Dava Dairesinden tutuklama kararı vermesini talep etmişti.
UCM’den yapılan açıklamada, Hamas’ın siyasi lideri İsmail Heniyye ve Gazze’deki lideri Yahya Sinvar için daha önce talep edilen tutuklama kararı başvurularının, söz konusu kişilerin ölüm haberleri üzerine 9 Ağustos ve 25 Ekim 2024 tarihlerinde geri çekildiği belirtilmişti.
UCM, bugün, Netanyahu ve Gallant’la birlikte Hamas’ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları’nın komutanı Muhammed Deif hakkında tutuklama kararı çıkardığını açıklamıştı.
UCM’den yapılan açıklamada, Deif’in durumuna ilişkin hem İsrail hem de Filistin makamlarından bilgi toplayan savcılığın, Deif’in hayatta olup olmadığını tespit edemediğini mahkemeye bildirdiği belirtilmişti.
İsrail ordusu, Deif’in temmuzda Gazze’de öldürüldüğünü açıklamıştı.
UCM Savcılığı, devam eden çatışmalarda işlenen suçlara ilişkin soruşturmanın sürdüğünü ve ek tutuklama kararı taleplerinin sunulmasının planlandığını kaydetti.
Tutuklama kararının uygulanması nasıl olacak?
UCM’nin çıkardığı tutuklama emirlerinin uygulanması, Roma Statüsü’nün 86. ve 87. maddeleri gereğince taraf ülkelerin yükümlülüğünde bulunuyor.
Statünün 89. maddesi uyarınca Netanyahu ve Gallant’ın, UCM’ye taraf herhangi bir ülkeye seyahati durumunda, o ülkenin yetkili makamlarının kendilerini tutuklayıp Lahey’deki mahkemeye teslim etmesi gerekiyor.
Mahkemenin daha önce çıkardığı tutuklama emirlerinin uygulanmasında zorluklar yaşandı. Sudan’ın eski lideri Ömer el-Beşir hakkındaki tutuklama emri, Güney Afrika ve Ürdün, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkındaki emir ise Moğolistan tarafından uygulanmadı.
Bununla birlikte tutuklama emirleri, şüphelilerin seyahat özgürlüğünü pratikte kısıtlıyor. Nitekim Putin, hakkındaki tutuklama emri nedeniyle BRICS zirvesi için Güney Afrika’ya gitmekten kaçınmıştı.
Netanyahu ve Gallant’ın da Kanada, Avustralya, İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda, Belçika, İsveç gibi ülkelerin yer aldığı ve çoğunluğu Avrupa Birliği, Afrika ve Asya ülkelerinden oluşan UCM’ye üye 124 ülkeye seyahat etmekten kaçınmak zorunda kalacağı öngörülüyor.