Türkiye’nin üretim üsleri OSB’ler ikiz dönüşümü hayata geçiriyor



Hüseyin VATANSEVER,

Sanayi üretiminin başladığı ve yaygınlaştığı Endüstri 1.0 ile yeni bir sorun gündeme gelmişti. Kentleşmeyi yönetmek ve hızla genişleyen sanayinin çarpık yapılaşmayla yıkıcı etkiler oluştur­masını önlemek gerekiyordu.

Böy­lece ilk Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) kurulmaya başlandı ve sa­nayi üretimi idari, sosyal ve teknik altyapı kurularak daha sağlıklı üre­tim yapıldı. Türkiye’de ise ilk OSB 1961 yılında Bursa’da kuruldu. İlk kurulduğu yıllarda 272 hektar ala­nı bulunan Bursa OSB, günümüzde 712 hektar alanda faaliyet gösteri­yor. Diğer yandan Türkiye’de ara­dan geçen 63 yılda OSB sayısı 404’e ulaştı ve OSB’lerin toplam yüz öl­çümü 128 bin hektarı aştı.

OSB’ler Türkiye’de sanayileşme­nin ülke geneline yayılmasını sağ­lamakta da etkin bir dinamik oldu. Günümüzde Türkiye’nin 81 ilinde OSB bulunuyor. Bu OSB’lerde istih­dam edilen çalışan sayısı 2,6 mil­yon kişiyi geçiyor. Ülkenin toplam sanayi üretiminin yüzde 45’inin yapıldığı OSB’ler, ihracatta da ön plana çıkıyor.

Türkiye İhracatçı­lar Meclisi (TİM) tarafından açık­lanan Türkiye’nin 1000 Büyük Sa­nayi Kuruluşu araştırmasında yer alan 648 firma OSB’lerde üretim yapıyor. Ayrıca söz konusu 1000 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun yaptı­ğı 78 milyar TL üzerindeki ihraca­tın, 38 milyar TL’yi aşan kısmında OSB’lerin imzası bulunuyor.

OSB’lerin yenilenebilir enerji toplam kurulu gücü 4 bin 464 MW’a ulaştı

Ekonomik kalkınmayı hızlandı­ran, bölgesel dengesizlikleri gide­ren, kentsel gelişmeyi sağlıklı bir zemine oturtan OSB modeli, ve­rimlilik ve çevresel faktörler ile de öne çıkıyor. Ekonomik kalkınmayı hızlandıran OSB’ler, alt yapısı ha­zır arsa tahsisinin yanı sıra ener­ji kaynaklarının tedarikinde, atık maddelerin en uygun şekilde ber­taraf edilmesinde ve uygun lojistik alt yapı ile üretimin desteklenme­sinde sanayiciler için çözüm su­nuyor.

Sürdürülebilirlik hedefle­ri ve daha temiz üretim için yeşil ve dijital dönüşüm gündeme geldi. Çevre koruma ve iklim krizi ile baş etmekte oluşturulan stratejik he­defler doğrultusunda teknoloji ve inovasyonun gücünden yararlanı­larak bu iki önemli olgu ikiz dönü­şüm çerçevesinde bir araya geliyor.

Türkiye’de 20’nci yüzyılda sana­yileşmeye ön ayak olmuş OSB’ler de ikiz dönüşüme odaklanarak 21’inci yüzyılın daha yeşil ve daha teknolojik üretim konseptini be­nimsiyor. Halihazırda Türkiye’nin OSB’leri ikiz dönüşümde seviye­yi yükselten adımları etkin şekilde atıyor. Türk sanayisinde gelişime ve ilerlemeye öncülük etme mis­yonu taşıyan OSB’ler yenilenebilir enerji üzerinde hatırı sayılır me­safe kat ettiler.

Yeşil dönüşümün kritik önemini göz ardı etmeyen OSB’lerde 4 bin 26 MW’ı Güneş Enerjisi Santrali olmak üzere yeni­lenebilir enerji santrallerinin top­lam kurulu gücü 4 bin 464 MW’a ulaştı. Yeşil enerji kaynakların­dan yararlanmak üzere OSB’lerde yatırımlara devam ediliyor. Diğer yandan Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) birbirini tamamlayan ve eş güdüm halinde yürütülmesi gereken yeşil ve djital dönüşüm sürecini önemli bir fır­sat olarak değerlendiriyor ve bün­yesindeki OSB’leri ve 67 bin sanayi işletmesini yeşil dönüşüme hazır­lamak için çalışmalar yürütüyor.

İkiz dönüşüm, küresel boyutta yeni projeleri gündeme getirecek

İkiz dönüşümü hayata geçir­mekle OSB’lerin rekabet avantajı, maliyet tasarrufu ve yeni pazarlara ulaşma fırsatı elde etmek gibi bü­yük kazanımları olacak. OSB bün­yesinde faaliyet gösteren firmalar da karbon emisyonu azaltma ta­ahhütlerini gerçekleştirmekte yol haritalarını daha kolay çizecek ve bu hedeflere daha kolay ulaşacak.

Bununla birlikte doğal kaynakla­rın korunmasında OSB’lerde faa­liyet gösteren firmalar daha belir­gin adımlar atarken, sürdürülebilir kaynaklardan döngüsel ekonomi modeli içinde yararlanmayı önce­liklendirebilecekler. İkiz dönüşü­mün gerçekleşmesiyle OSB’lerde uluslararası ticareti şekillendire­cek regülasyonlara uyum sağlanır­ken artan küresel iş birlikleri ile ye­ni projeleri hayata geçirebilir.

 60 bini aşkın öğrenci OSB’lerde eğitim görüyor

Günümüzde OSB’ler aynı zamanda bir okul halini de aldı. OSB’lerin bünyesinde bulunan meslek liseleri, yetişmiş eleman ihtiyacını karşılamakta ve uygulamalı eğitim ile gençlerin kariyerine uygun şekilde başlamasını sağlıyor. OSB’lerdeki mesleki ve teknik eğitim, Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (MTAL) ve Mesleki Eğitim Merkezi (MEM) olmak üzere iki farklı kurumda veriliyor.

Bu okullarda 60 binden fazla öğrenci eğitim görüyor. Diğer yandan gündeme gelen yenilikler, OSB’lerde verilen eğitimler, seminer ve bilgilendirme toplantıları aracılığıyla çalışanlara aktarılıyor ve hizmet içi eğitimler gerçekleştiriliyor. Bununla birlikte sanayi ve üniversite iş birliğinin sağlanmasında OSB’ler teknokentler ile yeni bir zemin oluşturuyor. Böylece bölgesel eşitsizliklerin giderilmesinde verdiği katkılarla anılan OSB’ler, teknolojinin ülke geneline yayılmasında da görev üstleniyor.



Source link

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir