Sanki Zola Dreyfus’u savunuyor gibi | Ahmet HAKAN Köşe Yazısı


Kılıçdaroğlu’nun savunmasında…

– Sartre, Nobel’i ret ediyormuş gibi bir hava vardı.

– Emile Zola, Dreyfus’u savunuyormuş gibi bir eda vardı.

*

Bu öyle bir savunmaydı ki…

“Ben Kemal Kılıçdaroğlu. Denizlere, Mahirlere, Hüseyinlere yoldaş oldum” türü afili cümleler bile savunmada kendine yer bulabilmişti.

*

Peki Kemal Kılıçdaroğlu ilk kez mi böyle destansı, böyle epik, böyle afili, böyle havalı bir nutuk atıyor?

Tabii ki hayır.

*

13 yıllık CHP Genel Başkanlığı süresince Kemal Kılıçdaroğlu…

– Çok Sartre gibi oldu.

– Çok Zola gibi oldu.

– Çok destansı nutuklar attı.

– Çok epik çıkışlar yaptı.

*

Sonuçta ne oldu?

Şu oldu:

*

Kemal Kılıçdaroğlu, muhalefet seçmenlerinin büyük çoğunluğunun adını bile hatırlamak istemediği noktaya savruldu.

*

Yani demem o ki…

Siz bakmayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun safında umutsuzca dövüşmeyi seçmiş müritlerin “Ne savunmaydı ama! Nasıl da özlemişiz Kemal Kılıçdaroğlu’nu” türü gazlamalarına.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun mahkemede attığı o nutuk…

T24’teki Attila Dorsay dışında kimseyi heyecanlandırmadığına yemin edebilirim ama bahse girmem.

Sanki Zola Dreyfus’u savunuyor gibi

1938’DE NASIL DERSİM’İ İŞGAL ETTİLERSE

Tunceli Belediyesi’ne kayyum atanınca…

Tunceli Belediye Eş Başkanı Birsen Orhan, sokaklarda şöyle haykırdı:

*

“Bunlar işgalci. Bunlar 1938’de Dersim’i nasıl işgal ettilerse bugün belediyemizi öyle işgal ettiler.”

*

CHP’nin işi gerçekten zor.

Atatürk’e “işgalci” diyen bu zihniyeti savunmak durumunda kalıyorlar.

Sanki Zola Dreyfus’u savunuyor gibi

YAŞASIN ULUSLARASI CEZA MAHKEMESİ

Netanyahu için verdikleri tutuklama kararıyla…

Sanki Zola Dreyfus’u savunuyor gibi

– İnsanlık için küçük de olsa bir umut oldular.

– Aylar sonra Filistin’in yüzünde bir tebessüme yol açtılar.

– Uluslararası kurumların haysiyetine minik bir destek çıktılar.

Sanki Zola Dreyfus’u savunuyor gibi

– Sembolik de olsa adaletin kırıntısının yüzünü gösterdiler.

– Soykırımcı İsrail yönetiminin dostlarını çıldırttılar.

*

Hiç de az şey değildir bu.

Bin yaşasın Uluslararası Ceza Mahkemesi.

Sanki Zola Dreyfus’u savunuyor gibi

NÜKLEERLE ŞAKA OLMAZ

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Nükleer savaş riski var, işin şakası yok” demiş.

*

Hakan Fidan haklı.

Nükleer kelimesi, leblebi çekirdek gibi ağızlara pelesenk olmuşsa…

İşin şakası falan kalmamıştır.

Sanki Zola Dreyfus’u savunuyor gibi

HADİSE’NİN ARTİSTLİĞİNE DAİR

– Acı çekerken de sevdiğini ilan ederken de hep aynı mimikler.

– Oyunculuk yapmıyor da sanki şarkı söylüyor.

– Klip oyunculuğu alışkanlığını üzerinden atamamış.

– Çalışılmış ortaokul müsameresi oyunculuğunun bir tık ötesi.

– Her sahnede aynı acıklı gülümseme.

– Özgüveni hayli yüksek ama gerekçesi sallanmakta.

Sanki Zola Dreyfus’u savunuyor gibi

‘THE PENGUİN’ İZLEDİKTEN SONRA

– “Gotham City” denilen lanet şehrin hayranı olup çıktım.

– Pür kötülük olan Penguin’e bayağı bir sempati besledim.

– Bu zamana kadar hiç ısınamadığım “Batman“ evrenine büyülenerek girdim.

– Colin Farrel’in bu derece çirkinleşip devleşebilmesine şaştım kaldım.

– Senaryodaki akıcılığa, oyunculuklardaki mükemmelliğe şapka çıkardım.

– “Yeni sezonu olacak mı bunun?” diye sağa sola heyecanla bakmaya başladım.

Sanki Zola Dreyfus’u savunuyor gibi

‘KAYYUM’ MU, ‘KAYYIM’ MI

Baskın Oran Hoca, dün bir mesaj göndererek…

A. R. Alp – S. Alp’in kaleme aldığı Büyük Osmanlıca Sözlük’ten “kayyım” ve “kayyum” sözcüklerinin anlamını göndermiş.

Buna göre:

*

KAYYIM: Bir görevi yapmak için kanun tarafından atanan memur.

*

KAYYUM: Tanrının sıfatlarından biri. Ezeli ve ebedi.

*

Biz Hürriyet olarak Dil Derneği’nin sözlüğünü esas almaya karar vermiştik.

Dil Derneği’nin sözlüğünde “Kayyum” sözcüğünün anlamı şöyle:

*

– KAYYUM: 1- Cami hademesi (esk) . 2 – Belli bir malın yönetilmesi ya da belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse.

*

Ne yapsak acaba? Baskın Oran Hoca’nın dediğini mi yapsak? Bilemedim ki.



Source link

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir