Psikiyatrist “kahvaltıda asla tüketmeyin” dedi: Yedikten 45 dakika sonra beyni çamurlaştırıyor
Kahvaltı günün en önemli öğünü olarak kabul edilir. Kahvaltıda tükettiğiniz her besin vücut ve beyin gelişiminizi doğrudan etkiler. Uzmanlara göre sabahları tüketilmemesi gereken ve beyin sağlığını olumsuz etkileyen bazı besinler var. Bu besinleri tüketmek beyin gelişimini etkiliyor ve ruh halinizi bozabiliyor.
Güne sağlıklı bir kahvaltıyla başlamak hem genel sağlığınız hem de beyin sağlığınız için önemlidir. Genellikle bazı uzmanlar kahvaltının günün en önemli öğünü olduğunu söylüyor. Kahvaltıda mutlaka sağlıklı besinler tüketmeniz öneriliyor.
Tükettiğiniz bazı besinler beyninizin güçlenmesine yardımcı olurken bazıları da beyin sağlığını tehdit edebiliyor.
Hatta öyle ki bu besinlerin sık sık tüketimi ruh halini bile bozabiliyor. Eğer gün içerisinde odak problemi yaşıyorsanız sabah ne yediğinize göz atmanızda fayda var.
Psikiyatrist Daniel G. Amen’ göre sabah yiyebileceğiniz bazı yiyecekler, sizi olduğunuzdan daha yorgun ve depresif bir hale getirebilir. Gününüzü iyi geçirmek için yediklerinize göz atın. Kahvaltı klasikleri olarak bildiğiniz birçok yiyecek, aslında ‘sağlığınızı tehdit eden’ besinler arasında yer alabiliyor.
Şekerli kahvaltılık gevrekler
Hamur işleri (Şekerli ve tuzlu)
Sağlıksız yağlar ile hazırlanmış kahvaltılıklar
Tatlandırılmış içecekler
İşlenmiş etler
İşlenmiş unlu mamuller
Yüksek glisemik indeksli gıdalar
Dr. Amen, bu besinlerin kan şekerini hızla yükselttiğini belirterek sözlerine şöyle devam ediyor: “Ardından pankreasınız bunu fark ediyor ve 45 dakika sonra beyniniz tabiri caizse çamurlaşıyor.”
“Tatlandırılmış içecekler, işlenmiş etler ve işlenmiş unlu mamuller gibi yüksek glisemik indeksli gıdalarla dolu bir beslenme düzeninin, çeşitli araştırmalar yoluyla depresyon riskini artırdığı görülmüştür,” diye ekliyor Dr. Amen.
Yapılan araştırma sonucunda; ruh sağlığı bozukluğu (depresyon dahil) veya madde bağımlılığı öyküsü olmayan yaklaşık 70.000 kadının verilerini toplayan ve analiz eden araştırmacılar, rafine karbonhidrat içeriği yüksek, yüksek glisemik diyetle beslenen kişilerde depresyon riskinin arttığını tespit ettiler.
3 yıllık çalışma süresinin ardından, şeker ve depresyonun birbiriyle ilişkili olduğu ortaya kondu. Öne çıkan son bilimsel araştırmalar; şekerli atıştırmalıkların ruh hali üzerinde olumlu bir etkisi olmadığını, hatta tam tersine olumsuz etkileri olabileceğini gösteriyor.
2017’de yayınlanan bir çalışma, yüksek şekerli beslenmenin duygu durum bozukluğunu yükselttiğini ortaya koydu. 2019’da yapılan daha yeni bir çalışma ise, doymuş yağların ve eklenmiş şekerlerin düzenli tüketiminin, 60 yaş üstü yetişkinlerde daha yüksek anksiyete duygularıyla ilişkili olduğunu buldu.
Source link