Cumhuriyet henüz yeni, devrimler aralıksız sürüyor; düşünün, daha Soyadı Kanunu yeni çıkacak. “10 yılda her yaştan 15 milyon genç” yaratılmış, Türkiye arkasına bile bakmadan ilerliyor, gelişiyor, modernleşiyor…
Mustafa Kemal Atatürk’ün aklı ise askeri ateşe olarak görev yaptığı Bulgaristan’da yıllarca önce dinlediği Verdi operasında kalmış. Yakınlarına “Balkan Savaşı’nda neden yenik düştüğümüzü daha iyi anlıyorum” diyor hatta.
Tarih 1934’ün mayısı, bir aydan kısa süre sonra İran Şahı Rıza Pehlevi Türkiye’ye gelecek. Atatürk, onun gelişinde sahnelenmesi amacıyla Münir Hayri Egeli’den bir opera yazılmasını istiyor, hatta operanın ele alacağı konuları da kendi yazıyor. Egeli o zamanlar Fransa’dan eğitimini yeni tamamlayıp dönmüş 27 yaşındaki Ahmet Adnan Saygun’a giderek görevi sunuyor…
İşte bir milletin ilk operası “Özsoy” böyle doğuyor. BKM’nin yapımcılığını üstlendiği, 25 Ekim’de sinema salonlarında vizyona giren “Bir Cumhuriyet Şarkısı” filmi de Özsoy operasının yaratılış sürecini anlatıyor. Film, bir ulusun yükselme azmiyle yokluklardan nasıl sıyrıldığını ve tüm imkânsızlıkların üstesinden çalışarak nasıl gelindiğini 1930’ların Türkiye’sine ayna tutarak gösteriyor.
Hatta filmin bugünlere esin veren bu tarafı Yağız Alp Akaydın’ın yönetmenliğiyle öne çıkıyor bile denilebilir. O döneme ilişkin bilmediğimiz birçok detay öğreniyorsunuz. Çoğu zaman güldüren filmin tüyleri diken diken ettiği ve duygulandırdığı anlar da az değil.
Filmde Ahmet Adnan Saygun’a Salih Bademci, Münir Hayri Egeli’ye Ahmet Rıfat Şungar, Mustafa Kemal Atatürk’e Ertan Saban, Saygun’un eşi Mediha Hanım’a Melis Sezen, Nimet Vahid’e Birce Akalay, Osman Zeki Üngör’e Okan Yalabık hayat veriyor.
Filmde Mehmet Özgür ise yokluğun üstesinden azimle, çalışarak gelme örneklerinden birini veren veren Süleyman karakterini canlandırıyor. Biz de usta oyuncuyla konuştuk.
* Bu rolde yer almanızda en etkili olan düşünceniz neydi?
O dönemin şartlarını düşündüğümde karakterin imkânsızlıklar içinde, imkânsız ile olan mücadelesiydi beni etkileyen.
* Zannediyorum ki elinizde çok fazla referans yazı hatta görsel bile yoktu. Dönem filmlerinde karakterleri nasıl ele alıyorsunuz?
O döneme ait okumalar yaparak bir yoğunlaşma süreci yaşıyorum. Bu da karakter ile ilgili arayışlarımda doğruya yakın sonuçlara ulaşmamı sağlıyor. Bu filmde de aynı yolu takip ederek yazılan iz üzerinden bir yoğunlaşma süreci ile o döneme bir tür transfer olarak adlandırdığım hayali bir yolculuk yaptım. Bu süreci yaşamadan karakter ile alakalı yargılar kurallar oluşturmam ki bu beni kısıtlayan bir hale dönüşür.
‘ÖNEMLİ OLAN DENGEYİ KORUMAK’
* “Bir oyuncu için rol yapmayı bilmeyen bir insanı oynamak daha zordur” diye bir klişe duyarız hep. Doğru mu? Sizi bu rolde en çok ne zorladı?
Sinema zaten bir hiçbir şey yapmadan bir şey yapma sanatı değil midir! Rol yapamayan birini oynarken de rol yapmamanız gerekir, bir zorluk varsa o da bu dengeyi koruyabilmeyi bilmektedir.
* Elbette her oynadığınız karakter bir şey katmıyordur ama bir şeyler öğrendiğiniz filmler vardır… Bu film size neler kattı? Daha önce bilmediğiniz ne öğrendiniz?
Her filmde oyunculuk adına keşifler yaşıyorum kendi içimde öğrenmek de denebilir gelişmek de. Daha önce bilmediğim değil ama bildiğimi sandığım bazı anların daha farklı kodlar ile daha küçük anlar halinde daha büyük etkiler yaratabileceğini fark ettim.
* Özsoy’daki sahne kostümünüz ağır mıydı? Makyajınızla birlikte hazırlanmanız ne kadar sürdü?
Kullanım açısından oyuncu çok kolaylayan kostümlerdi. Uzun süren bir hazırlık süreci sadece makyaj kısmında oldu ama o fason derece gerekliydi, yeri gelmişken emeği geçen tüm emekçilerin ellerine yüreklerine sağlık.
* Rol aldıklarınız arasında televizyonda denk geldiğinizde izlemeden geçemediğiniz dizi ya da film var mı?
Denk geldikçe ayırt etmeden izlerim. (Gülüyor)
* Oynadığınız karakterler arasında hâlâ unutmadığınız, aklınıza gelen, sevdiğiniz bir replik var mı?
Buna son filmimizden bir replik ile cevap vermek isterim: “Sahi Adnan Bey, bir opera eseri ne kadar vakitte hazırlanır?” (Gülüyor)
‘RİSK, KOYDUĞUNUZ HEDEFLERLE İLGİLİDİR’
* Filmografinize baktığımızda gişe yapan filmlerin yanı sıra daha bağımsız sinemanın başarılı örneklerinde, örneğin Emin Alper filmlerinde rol aldığınızı da görebiliyoruz. Bu filmlerde oynamak bir oyuncu için risk mi? Yoksa senaryolara mı inanıyorsunuz?
İnandığınız, doğru deşifre ettiğiniz hiçbir senaryo hiçbir karakter risk taşımaz oyuncu için, risk hedefe koyduklarınız ile alakalıdır. Yer alacağınız işleri ekonomik kaygılarla ego ya da kariyer kaygıları ile hırslarla seçerseniz büyük riskler almış olursunuz ve muhtemelen de risklerin altında ezilirsiniz.