Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in Bostan Mahallesi’nde devam eden yıkımlarının 1500’den fazla Kudüslü Filistinlinin yerinden edilmesine yol açacağı ifade edildi.
Açıklamada, yıkımlar, “bir etnik temizlik suçu ve Kudüs’ü asıl sahiplerinden arındırmayı, onları göç etmeye ve yerlerine Filistin topraklarını gasbeden İsraillileri yerleştirmeyi amaçlayan resmi İsrail politikası” olarak değerlendirildi.
İsrail’in Kudüs’teki tüm işgal girişimlerinin “uluslararası hukuka, imzalanan anlaşmalara ve Birleşmiş Milletler (BM) kararlarına göre gayri meşru olduğuna” dikkat çekilen açıklamada, uluslararası topluma, “Kudüs’ün işgalci İsrail yetkililerinin elinde maruz kaldığı ihlal ve suçlara karşı hukuki ve ahlaki sorumluluklarını üstlenmesi” çağrısında bulunuldu.
Filistin Kudüs İşleri Bakanlığından dün yapılan açıklamada ise, İsrail’in, işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Silvan bölgesindeki El-Bostan Mahallesi’ni yıkıp haritadan silme planlarını hızlandırdığı uyarısında bulunulmuştu.
İsrail ordusu, Ekim 2023’ten bu yana Kudüs’te yaklaşık 360 ev ve yapıyı “ruhsatsız olduğunu” ileri sürerek yıktı.
Kudüs Valiliğine göre, İsrail yönetimi bu yıkımları bölge halkını yerinden etmeyi ve onları tarihi ve ulusal meşru haklarından mahrum bırakmayı amaçlayan bir politika kapsamında gerçekleştiriyor.
Filistin, İsrail ve uluslararası insan hakları kurumları; Tel Aviv yönetiminin, Doğu Kudüs’teki Filistinli nüfusunu azaltmak amacıyla şehirde az sayıda inşaata ruhsat verdiğini belirtiyor.
Söz konusu kurumlar Doğu Kudüs’teki Filistin topraklarını gasbeden İsraillilere verilen inşaat ruhsatlarında ise ciddi artış yaşandığına dikkati çekiyor.
İşgal altındaki Batı Şeria’da 451 bin, Doğu Kudüs’te ise yaklaşık 230 bin İsrailli, Filistin topraklarını gasbediyor. Uluslararası hukuka göre Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki bu gasplar yasa dışı sayılıyor.
