Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tartışmaya açtığı yüzde 50+1 konusunda, ortağı MHP’den olumlu yanıt gelmezken sol ve sosyalist partiler de “iktidarın tuzağına” dikkat çekiyor. Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan, önce yargı krizi, ardından da yüzde 50+1 ile yeniden gündeme getirilen yeni anayasa tartışmalarına ilişkin Cumhuriyet’e konuştu.
Bariz bir oy kaybıyla karşı karşıya olan AKP’nin, devlet olanaklarına dayanarak ve iktidarda olmanın tüm avantajlarını kullanarak “siyasi erkini sürdürdüğünü” söyleyen Gürkan, bunlara karşın halk desteğinde erime olduğunu, bunun Erdoğan’da kaygı yarattığını belirtti. Gürkan, “Kaygı yaratması normal çünkü onca ittifaka, politik ayak oyunlarına rağmen ilk turda seçimi kazanamadı ve risk Erdoğan açısından artıyor. Yüzde 50+1 koşulu, siyasi partilerin bir kısmını zoraki ittifaka mecbur bırakırken, AKP’yi de MHP’ye mahkûm kıldı. Tek adam yönetiminde tek belirleyen ve tek güç olma isteği, halk desteği azaldıkça Erdoğan’ı yeni arayışlara yöneltti ve bu, tek turda en çok oyu alan kazansın tartışması öylesine başlatılmış bir tartışma değil” dedi.
İktidarın, yüksek yargı ve AİHM kararlarını tanımadığını, son örneğinin TİP Hatay Milletvekili Can Atalay olduğunu aktaran Gürkan, “Yargıtay’ın bu kararını salt yüksek yargı arasında erkler çatışması olarak değerlendirmek iktidarın asıl politik yönelimini görmemek olur. İktidar adeta pas olarak olarak başlattığı yargıdaki bu tartışmayı, tek adam yönetimini çok daha otoriter, güçlerin bütünüyle tek elde toplandığı, adeta faşist bir devlet sisteminin tamamlanma aşamaları olarak değerlendirilecek bir anayasa düzenlemesiyle gole çevrilmek istiyor. 50+1 koşulunun yanı sıra 2 dönem kuralı da tartışmaya açılırsa sürpriz olmaz sanırım” ifadelerini kullandı.
‘İKTİDARA DAR GELİYOR’
Erdoğan’ın, tüm karar mekanizmasını tek elde toplamak üzere siyasal rejimi yeniden şekillendirmeye çalıştığını vurgulayan Gürkan, bunun fiilen uygulanmaya çalışıldığını belirterek, şunları kaydetti: “12 Eylül ürünü olarak eleştirdiğimiz, antidemokratik bulduğumuz mevcut anayasaya bile iktidara dar geliyor artık. Bunu salt ideolojik, politik gerekliliklerinin bir parçası olarak ele almıyorlar. Sermaye gruplarının maden sahaları, ormanlık alanları, tarım arazileri, su kaynakları gibi yeraltı, yerüstü kaynaklarının talanı konusunda engel gördükleri düzenlemelere de müdahale etmek istiyorlar. İşçi sınıfı ve emekçilerin örgütlü olması da işlerine gelmiyor. Yani halkın direnç noktaları denebilecek, mücadelesine hukuk yönünden güç verecek düzenlemeler, tartışma konusudur. Dolayısıyla bu tartışmaları formüle edecek bugünkünden daha geri noktada bir anayasa tartışması yürütüleceği aşikâr.”
‘DAHİL OLMAMAK GEREKİYOR’
“İktidarın temsilcisi Erdoğan’ın açtığı bu yeni anayasa tartışmasına, önerilerle hiçbir yerinden dahil olmamak gerekiyor” diyen Gürkan, ihtiyacın güvenceye alınan ve tam olarak kullanılabilen demokratik haklarla, siyasal özgürlüklerle güçlendirilmiş, halk iradesinin ve denetiminin esas olduğu gerçekten tüm yönleriyle demokratikleşme sağlanmış bir siyasal rejim olduğuna işaret ederek, “Bu koşullarda demokratik, halkçı bir anayasa yapılmaz, iktidar gücüyle bir düzenleme yapılsa da bu anayasa demokratik bir anayasa olmaz” dedi. Gürkan, bugünkü şartlarda yapılacak anayasanın, olsa olsa “özgürlükleri kaldıran, daha otoriter bir siyasal yapıyı besleyen bir anayasa” olacağını vurguluyor.
AKP ile yeni anayasa konusundaki tüm tartışmalara kapalı olduklarını söyleyen Gürkan, “Önerilecek düzenlemelerle ilgili ‘Şöyle olursa iyi olur, şurası demokratik değil, şöyle yapılırsa demokratik olur’ gibi bir tartışmada olmayacağız. Şimdi AKP temsilcileri, elbirliğiyle sivil anayasa yapalım yaklaşımıyla laf cambazlığı yapıyor. 2011’de de partilerden görüşler aldılar, ne işe yaradı? Kendi siyasal gericiliğine muhalefeti yedekleme üzerine politika yürüteceğini de görüyoruz. Hakkın, hukukun tanınmadığı, politik eleştiri yapanları teröristlikle, casuslukla suçlandığı, en basit haliyle cumhurbaşkanına hakaretten yargılandığı, yargının talimatla işlediği, örgütlenme hakkının kullanılmadığı, siyasal özgürlük alanlarının daraltıldığı bir atmosferde anayasa tartışması nasıl yapılsın” sorularını yöneltti.
‘TEŞHİR EDECEĞİZ’
Gürkan, buna karşın iktidarın gündeme getireceği içeriğe yönelik “mücadele edeceklerini” de vurgulayarak “İktidar tarafından gündeme getirilen anayasa düzenlemelerinin içeriğine yönelik teşhir çalışması yapmayacağımız, otoriter rejimin örgütlenmesine karşı mücadelemizi sürdürmeyeceğimiz anlamına da gelmiyor. Her koşulda halka doğruları anlatmaya, ortak talepler etrafında birleşmeyi sağlamak üzere çalışmaya ve baskılara, yasaklara karşı mücadeleye devam edeceğiz” diye konuştu.