Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Genel Kurulu’nda, ABD’de yapılan başkanlık seçimi sonuçlarının AB-ABD ilişkilerine etkisi konulu oturum yapıldı.
AB Komisyonu adına konuşma yapan Borrell, ABD’deki değişimin küresel dinamikleri etkileyecek nitelikte olduğunu belirterek, bu durumun AB-ABD ilişkilerinde önemli değişimlere yol açacağını dile getirdi.
Trump’ın kampanya süresince verdiği mesajların transatlantik ekonomileri ve ilişkileri zora sokabilecek nitelikte olmasına rağmen göreve başladığında bunlardan farklı bir politika izleyebileceği ihtimalinden söz eden Borrell, bu nedenle geleceğe ilişkin spekülasyon yapılmaması gerektiğini kaydetti.
Borrell, “Başkan Trump’ın ne gibi adımlar atacağı konusunda spekülasyon yapamam. Söyleyebileceğim tek şey, olabileceklere karşı hazırlıklı olmamız, sakin ve tetikte olmamız gerektiğidir. Arabanın farlarına yakalanmış bir geyik gibi felç olmuş izlenimi vermemeliyiz.” diye konuştu.
Trump’ın ilk döneminden bu yana Avrupa’nın savunma harcamalarındaki yavaş artışa işaret eden Borrell, “Trump’ın yeniden seçilmesi, güvenliğimizi güçlendirmemiz ve kendi kaderimizi kendi elimize almamız gerektiğini açıkça ortaya koyan bir şey olmalıdır.” dedi.
Borrell, “Bu dünyanın sonu değil, farklı bir dünyanın başlangıcı” diyerek AB’yi yeni jeopolitik gerçeklere hazır olup uyum sağlamaya davet etti.
Ukrayna, NATO
Trump yönetiminde Ukrayna’ya sağlanan ABD desteğinde olası değişikliklere ilişkin endişelere değinen Borrell, Avrupa’nın her halükarda Ukrayna’ya desteğini sürdürerek verdiği sözleri yerine getirmesi ve gerektiği takdirde dondurulmuş Rus varlıklarından elde edilen gelirin Ukrayna için kullanılması fikrini yeniden gündeme getirdi.
Borrell, AB’nin savunma konusunda sadece NATO’ya bağımlı bir ekonomik birlik olarak kalmaması gerektiğini, bunun yerine “stratejik pusulasını” güçlendirerek NATO’yu tamamlayıcı bir askeri rol üstlenmesi ve Avrupa’nın kendi güvenlik çıkarlarını bağımsız şekilde koruyabilmesini sağlaması gerektiğini dile getirdi.
Yüksek Temsilci, “AB sadece ekonomik bir birlik değil, aynı zamanda siyasi bir birlik ve savunma konusunda da sorumluluklarımız var. Bu sadece silah ve mühimmat üretmekle ilgili değil. Bununla da ilgili ama sadece bununla ilgili değil ve güvenliğimizi sonsuza kadar taşerona veremeyiz. Seçilmiş Başkan Trump karşısında yapmamız gerekenin de bu olduğunu düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Milletvekilleri arasında görüş ayrılıkları
Oturumda söz alan liberal ve merkez sağdan milletvekilleri, özellikle ticaret, güvenlik ve ekonomik işbirliği konularında ABD politikasında meydana gelebilecek değişikliklere ilişkin bir dizi endişelerini dile getirerek, bu zorlukların aşılması için Avrupa’nın ekonomik, askeri ve stratejik özerkliğinin güçlendirilmesi çağrısında bulundu.
Yeni ABD yönetimi altında olası diplomatik değişimlerine işaret eden milletvekilleri, Ukrayna’ya desteğin devam etmesi gerektiğini dile getirerek, ayrıca iklim değişikliği, Orta Doğu ve Çin’le ilişkiler gibi konularda yaşanabilecek fikir ayrılıklarına rağmen Washington “stratejik ancak temkinli bir yaklaşım” benimsenmesi çağrısında bulundu.
Öte yandan aşırı sağcı milletvekilleri ise Trump’ın seçimleri kazanmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “ülkenin egemenliğini savunan” Trump’ın seçilmesinin Avrupa’ya örnek teşkil etmesi gerektiğini savundu.