Rekabet ucuz TL ve işçilikle değil, yenilikçilikle olmalı


Mehmet Hanifi GÜLEL

Türkiye’nin rekabet gücünü artırmak ve sektörlerin gelişimine katkı sunmak amacıyla faaliyet gösteren Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) tarafından düzenlenen Rekabet Kongresi, ‘Rekabet, Eğitim ve Teknoloji’ ana temasıyla yapıldı. Üyesi olan 50 sektörel dernek üzerinden 34 sektörde faaliyet gösteren 13 bin işletme ve iş insanına hitap eden SEDEFED’in 20’nci yılının da kutlandığı kongre, Türkiye’nin alanında ilk ve tek kongresi olma özelliği taşıyor.

Bu yıl 16’ncı kez düzenlenen ve açılış konuşmalarını Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dr. Çetin Ali Dönmez, Rekabet Kurulu Üyesi Ayşe Ergezen, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ile SEDEFED Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem’in yaptığı kongrede, rekabetçiliğin artmasında eğitim ve teknolojinin önemine dikkat çekildi.

Üretim yapısı dönüşmeli

Kongrenin açılışında konuşan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, Türkiye’nin yoğunlaşan küresel rekabette iddiasını sürdürebilmek için üretim yapısını yüksek teknolojili ürünler ve yeşil ekonomi doğrultusunda dönüştürmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye’de imalat sanayindeki girişimlerin yüzde 55,5’inin düşük teknoloji faaliyetlerinde yer aldığına dikkat çeken Turan, “Yüksek teknoloji faaliyetlerinde yer alan girişimlerin oranı yüzde 1 bile değil. Teknolojiye dayalı üretim olmayınca, yüksek teknolojili ihracat da olmuyor.

Rekabet gücümüzü yükseltmek ve büyüme performansımızı artırabilmek için yüksek teknolojili üretimin payını ve ihracatını artırmamız gerekecek. Günümüzün teknolojileri ve bu teknolojilere dayanan rekabetçilik anlayışı düşük iş gücü maliyetleri ve ucuz TL üzerine kurulu değil. Bugün rekabet yenilikçilik, bilgi ve yetenekler ile yapılıyor. Bu nedenle ülkeler arasında insan kaynakları rekabeti yapılıyor. Veriler, nitelikli iş gücü konusundaki rekabette, pek de önde olmadığımızı ortaya koyuyor.

2003’ten itibaren katıldığımız, 15 yaş grubu gençlerin fen, matematik ve okuma becerilerini ölçen OECD PISA araştırmasının sonuçlarında ilerleme kaydetsek de OECD ortalamalarının hala gerisindeyiz. Eğitim alanındaki performansımızı dünyanın ilk 10 ekonomisinden birisi olma hedefimiz ile uyumlu hale getirmeliyiz. Bunun için temel eğitimden başlayarak tüm kademelerde bilimsel, akılcı ve 21. yüzyıl becerilerine dayanan; nitelikli ve herkes için erişilebilir bir eğitimi vermeye odaklanmalıyız” diye konuştu.

“Hiper rekabet çağı yaşanıyor”

Teknolojideki değişim ve küreselleşme dikkate alındığında günümüzde adeta ‘hiper rekabet çağı’nın yaşandığını söyleyen SEDEFED Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem, “Değişim hızının giderek arttığı bu dönemde, ayakta kalabilmenin ve fırsatları değerlendirebilmenin anahtarı çevik liderlik özelliklerine sahip yöneticilerden geçiyor. Rekabet artık bir liderlik mücadelesidir. Bu küresel yarışta yalnızca kaynaklara sahip olanlar değil, yenilikçi düşünen, cesur adımlar atan ve eğitimden teknolojik altyapıya kadar her alanda bütüncül bir yaklaşımla ilerleyenler kazanacak” dedi.

Özellikle dijitalleşme ve yeşil dönüşümde kaybedecek bir günün dahi bulunmadığını ifade eden Erdem, “Rekabet gücümüzü artırmak istiyorsak eğitime daha fazla kaynak ayırmalı ve sistemimizi çağın gerekliliklerine uygun şekilde dönüştürmeliyiz. Teknolojiyi yalnızca kullanan değil, aynı zamanda geliştiren bireyler yetiştirmek zorundayız” ifadelerini kullandı. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dr. Çetin Ali Dönmez, Türkiye’de Ar-Ge yatırımlarının yüzde 1,5’a yaklaştığını belirterek, yüksek teknoloji ürünü imalatının artması için Ar-Ge yatırımlarının daha da artması gerektiğini söyledi.

“Yeni bir güç dengesi oluşuyor”

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, Cumhuriyetin değerlerini küresel ölçekte bir avantaja dönüştürmek için eğitimde nitelikli insan kaynağını artırmak, teknolojiyi üretimin merkezine koymak ve sürdürülebilir büyümeyi destekleyen politikalar geliştirmek gerektiğini belirtti. Sönmez, “Teknolojik yenilikler ve jeopolitik dalgalanmaların etkisiyle ülkeler arasında yeni bir güç dengesi oluşuyor. Türkiye’nin bu tabloda lider ülkeler arasında yer alması, bugünden başlayarak atacağımız stratejik adımlara, fırsatları yakalayabilmesi ise üçüz dönüşümde proaktif bir liderlik sergilemesine bağlıdır” diye konuştu.



Source link

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir