Klinik psikolog açıkladı: Sorumluluktan mı, kendinden mi kaçıyorsun?



Klinik psikolog açıkladı: Sorumluluktan mı, kendinden mi kaçıyorsun?

Gün içinde kendimizi iyi hissetmek için başvurduğumuz küçük molalar ya da “kaçamaklar” vardır. Önemli bir toplantı öncesinde sosyal medyada gezinmek, iş yerinde yaşanan bir tartışmadan sonra birkaç kadeh içkiyle rahatlamak, ya da bazen her şeyi geride bırakıp uzaklara gitme arzusu… İlk bakışta zararsız gibi görünen bu davranışlar, eğer sürekli tekrarlanıyor ve hayatımızdaki temel problemlerle yüzleşmemizi engelliyorsa, aslında birer kaçış stratejisine dönüşmüş olabilir. Peki gerçekten neyin peşindeyiz? Sadece stresten uzaklaşmak mı istiyoruz, yoksa görmezden geldiğimiz içsel ihtiyaçlarımız mı bizi bu yönelime itiyor? Klinik Psikolog, Psikoterapist Dr. Yasemin Meriç Kazdal ntv.com.tr okurlarına özel yazdı.

Her kaçış, aslında insanın mevcut haliyle temas etmekten kaçınmasıdır. Yani sadece dışsal bir durumdan değil, kendinden de uzaklaşmasıdır. Çünkü her kimlik, her sorumluluk ya da her sosyal rol; beraberinde yükümlülükler, beklentiler ve kimi zaman bastırılan duygular getirir. Zorlayıcı duygularla kalmak, onların içinden geçebilmek, her zaman kolay değildir. Bu noktada devreye savunma mekanizmaları ve kaçış stratejileri girer.
Kişinin kendinden uzaklaşmasına neden olan psikolojik dinamikler çoğu zaman bilinçdışıdır. Ancak bu dinamikleri tanımak, değişimin ilk adımıdır.İşte en sık karşılaşılan nedenlerden bazıları:•Yetersizlik hissi: “Ben zaten başaramam” düşüncesi, kişiyi çabaya değil kaçışa iter.•Feda şeması: Kendisinden çok başkalarını düşünmeye koşullanmış bireyler, kendi ihtiyaçlarını ikinci plana atar ve sonunda kendine yabancılaşır.•Mükemmeliyetçilik: Kusursuz olma baskısı, hata yapmaktan korkan bireyi ya felç eder ya da kaçmaya zorlar.•Duygusal regülasyon güçlüğü: Duygularla sağlıklı şekilde baş edememek, anlık rahatlama yollarına yöneltir.•Tükenmişlik: Yoğun stres ve yorgunluk, zihinsel kaçış davranışlarını tetikler.•Depresyon: Özellikle anhedoni (haz alamama) durumunda kişi hayata karşı anlam kaybı yaşar ve kendisinden uzaklaşır.•Geçmiş deneyimlerin izleri: Çocuklukta yaşanan travmalar ya da değersizlik duyguları, bugün alınan kararları fark edilmeden etkileyebilir.
Kaçış denince akla hemen zararlı alışkanlıklar gelir; ancak durum her zaman böyle değildir. Bazen toplumca “iyi” kabul edilen davranışlar da abartıldığında kaçış halini alabilir. Aşırı kitap okumak, sürekli çalışmak, saatlerce dizi izlemek, ihtiyaç duyulandan fazla uyumak ya da yemek yemek… Bunların her biri, farkında olmadan duygu regülasyonu için kullanılan araçlara dönüşebilir.
Psikolojide bu tür davranışlar “anlık ödül” mekanizmasıyla açıklanır. Beyin, kısa vadeli hazlara daha kolay ulaşır ve bu nedenle uzun vadeli çözümler yerine, kısa süreli rahatlamaları tercih eder. Ne var ki, bu tercihler zamanla bireyin kişisel gelişimini yavaşlatır, hatta geriye götürebilir.
Kaçmaktan vazgeçmek, aslında kendimize doğru bir yolculuğa çıkmak demektir. Bu yolculuk dört önemli adımdan oluşur:1.Farkındalık: Kaçtığınızın farkına varmak, en temel ve en zor ilk adımdır.
2.Yüzleşme: Neden kaçtığınızı kendinize dürüstçe itiraf etmek, değişim sürecinin anahtarıdır.
3.Duyguları düzenlemek: Bastırılmış öfke, korku, üzüntü ya da utanç gibi duyguları tanımak ve onları yönetebilecek kapasiteyi geliştirmek gerekir.
4.Harekete geçmek: Kaçtığınız konunun üzerine cesaretle gitmek, iyileşmenin en somut adımıdır.Bu süreci tek başına yürütmek her zaman mümkün olmayabilir. Özellikle derin duygusal yükler ve geçmişten gelen kalıplar söz konusu olduğunda, profesyonel destek büyük önem taşır. Psikoterapi, kişinin kaçış stratejilerini anlamasını, yerine daha sağlıklı baş etme yolları koymasını ve gerçek ihtiyaçlarını keşfetmesini sağlar.
Hayatın bazı anlarında kaçmak istemek son derece insani bir tepkidir. Ancak bu kaçışlar kronik hale geldiğinde, kişi kendini ve hayatını ertelemeye başlar. Oysa gerçek iyi oluş, sadece zorlukları aşmakla değil; kendiyle temas kurabilmekle mümkündür.
Kaçtığınız yolları fark edin. Onları artık kaçmak için değil, keyif almak için seçin. Bu fark, yaşam kalitenizi kökten değiştirebilir.