İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırım niteliğindeki saldırıları, sadece insani değil, ekonomik açıdan da ağır sonuçlar doğuruyor. İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, bu savaşı İsrail tarihindeki “en uzun ve en maliyetli savaş” olarak nitelendirdi. Bakan, savaşı “zafer olmadan güvenlik, güvenlik olmadan ekonomi olmaz” ifadeleriyle savunmaya çalışırken, savaşın ekonomik yüküne dair net bir bilgi paylaşmadı. Ancak bağımsız kaynaklar ve ekonomik raporlar, savaşın maliyetinin giderek arttığını gösteriyor.
Tarihin En Uzun ve Yıkıcı Savaşı
7 Ekim 2023’te başlayan Gazze saldırılarında şu ana kadar çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 44 bin Filistinli yaşamını yitirirken, on binlerce kişi yaralandı ve kayıp sayısı ise belirsizliğini koruyor. İsrail’in bu süreçte ABD’den aldığı yoğun destekle saldırılarını artırması, bölgeyi insani bir felaketin eşiğine getirdi. Gazze’nin neredeyse tamamı harabeye dönerken, yaklaşık 2 milyon kişi yerinden edildi. İsrail’in “Hamas’ı yok etme” söylemiyle başlattığı bu savaş, sadece Filistin halkı için değil, İsrail’in kendi iç politikası ve ekonomisi için de ciddi sonuçlar doğuruyor.
Ekonomik raporlara göre, savaşın maliyeti Eylül 2024 itibarıyla 130 milyar şekelden 150 milyar şekele (yaklaşık 42,4 milyar dolar) yükseldi. Uzun süren çatışmalar, İsrail ekonomisinin uluslararası derecelendirme kuruluşları tarafından düşürülmesine ve ülke içindeki ekonomik istikrarın sarsılmasına neden oldu. İsrail’in yoğun şekilde yedek asker kullanması da hem orduyu hem de iş gücünü olumsuz etkiliyor.
İşgalin Maliyeti ve Smotrich’in Tartışmalı Açıklamaları
Smotrich, aşırı sağcı “Dini Siyonizm” partisinin lideri olarak, savaşın hedeflerini genişletmekten yana bir politika izliyor. Gazze’de askeri yönetim kurmayı ve Batı Şeria’yı ilhak etmeyi savunuyor. Ancak İsrail ordusu, insani yardımların dağıtımını üstlenmeyi reddederek, bunun Gazze’de kalıcı bir askeri varlık gerektireceğini belirtiyor. Smotrich ise bu durumun İsrailli esirlerin serbest bırakılmasını engellediğini iddia ederek orduyu suçladı.
Gazze’nin 18 yıldır İsrail tarafından abluka altında tutulması ve insanların temel gıda, su ve ilaç ihtiyaçlarından mahrum bırakılması, bölgeyi “dünyanın en büyük açık hava hapishanesi” haline getirdi. Bu süreçte İsrail’in yalnızca Gazze’de değil, Lübnan, Suriye ve Yemen gibi bölgelerde de saldırılar düzenlemesi, işgalci politikalarının bölgesel bir kriz yaratmaya devam ettiğini gösteriyor.
Savaşın Bedeli ve Geleceğe Dair Sorular
İsrail’in işgalci politikaları, hem bölgede hem de uluslararası arenada ciddi tepkilere neden oluyor. Gazze’ye yönelik saldırılar, İsrail’in askeri gücünü ve ekonomik kapasitesini aşındırırken, uluslararası toplumun bu duruma sessiz kalması Filistin halkının çektiği acıları daha da artırıyor.
Smotrich’in “uzun süre Gazze’de kalıcı bir yönetim” önerisi, İsrail’in savaşın bitmesinden sonra dahi bölgedeki işgalci politikalarını sürdüreceğini açıkça gösteriyor. Ancak bu durumun İsrail içinde daha fazla ekonomik ve toplumsal kriz yaratacağı, bölgedeki direnişi ise daha da güçlendireceği öngörülüyor.
Sonuç olarak, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü bu uzun savaş, yalnızca Filistin halkı için değil, İsrail’in geleceği için de büyük bir tehdit oluşturuyor. Hem insani kayıplar hem de ekonomik yıkım, işgal politikalarının sürdürülemez olduğunu ortaya koyuyor.