ABD Başkanlık seçimlerini Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump’ın kazanması, yeni Başkanın 4 yıllık görev süresinde otomotiv sektörünü nasıl bir geleceğin beklediğini merak konusu haline getirdi.
2016-2020 arasındaki ilk başkanlık döneminde Uzakdoğulu ve Avrupalı üreticileri her fırsatta ABD’de üretime zorlayan Trump’ın, ikinci başkanlık döneminde de bu tutumunu sürdürmesi bekleniyor.
Fakat, Trump’ın ilk döneminde henüz pandemi gibi tüm dengeleri bozan bir süreç yaşanmamıştı. Ayrıca, o dönemlerde otomotiv üreticilerinin yatırım iştahı da elektrikli ve bağlantılı araçlar yüzünden bir hayli yüksekti.
Günümüzde ise, milyarlarca dolarlık elektrikli araç yatırımlarından istediği geri dönüşü alamayan Avrupalı markalar, bir yandan bozulan bilançolarını tasarruf tedbirleri ile onarma planları yapıyor bir yandan da akın akın Batı’ya gelen Çinli markalara karşı koymaya çalışıyor. Tüm bunlar ise Avrupa’da fabrika kapatma ve toplu işten çıkarmaları gündeme getiriyor.
Bu duruma verilebilecek en büyük ve popüler örnek kuşkusuz ki Alman üretici Volkswagen. Volkswagen, 87 yıllık tarihinde ilk kez Almanya’da fabrika kapatmaya hazırlanıyor. Kendi ülkesinde en az üç fabrikayı kapatmaya hazırlanan şirket, on binlerce personeli işten çıkarmayı ve diğer tesislerini de küçültmeyi planlıyor. Audi, Stellantis ve Nissan’dan da benzer açıklamalar geliyor.
‘ALMAN OTOMOBİL ŞİRKETLERİNİN AMERİKALI ŞİRKETLER OLMASINI İSTİYORUM’
Avrupalı ve Uzakdoğulu otomotiv üreticilerinin darboğazdan geçtiği bir dönemde, Trump’ın izleyeceği yol üreticileri daha da zorlayabilir.
Öyle ki, Trump seçim kampanyasındaki mitinglerde otomotiv sektörüne özel bir parantez açıyordu.
Ekim ayında Georgia’daki mitingde net ifadeler kullanan ABD’nin seçilmiş Başkanı, destekçilerine “Alman otomobil şirketlerinin Amerikan otomobil şirketleri haline gelmesini istiyorum” açıklamasında bulunmuştu. Donald Trump, ABD’de satılan ithal araçlara yönelik gümrük vergileri getirilebileceğinin sinyalini de, Avrupa’dan ithal edilen otomobillere yüzde 10 gümrük vergisi uygulama niyeti ile belirtmişti.
Bu açıklamaların devamında ABD’de üretimi teşvik edici ifadeler de kullanan Trump, ABD’de üretimi artırmayı seçen herhangi bir yabancı otomobil markasının en düşük vergi oranı ve enerji maliyeti ile en hızlı bürokratik süreci alacağına da söz verdi.
Donald Trump’ın bu açıklamaların benzerini 2016’daki ilk Başkanlık döneminde yapmasının ardından, Alman otomobil üreticilerinden ABD’de yeni yatırım hamleleri gelmişti.
O dönem, Mercedes Benz Alabama’da, BMW de Güney Carolina’da 1 milyar dolarlık yatırımla üretimi artırma planı açıklamıştı. Volkswagen de Tennessee’deki elektrikli araç üretimini genişleteceğini duyurmuş ve böylece üç Alman üretici de ABD’de yüzde 35’lik gümrük vergisi tehdidinden kaçınabilmişti.
Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Bruegel’in kıdemli üyesi Jacob Kirkegaard, DW’ye yaptığı açıklamada Trump’ın yeni planlarının Alman otomobil üreticilerine yüksek maliyetler çıkarabileceğini belirterek, Alman markaların ‘çok daha fazla endişelenmeleri’ gerektiğini söyledi.
Kirkegaard, “Alman otomobil üreticilerinin son yıllarda ABD’ye yaptığı tüm yatırımlar onları maalesef kurtaramayacak. Çünkü, son yıllarda yapılan yatırım ve entegrasyon düzeyi nedeniyle, muhtemelen diğerlerinin çoğundan daha büyük bir tedarik zinciri şokuyla karşı karşıya kalacaklar” dedi.
MEKSİKA AÇMAZI
Alman markaların Meksika’da ürettiği araçları ABD’de satması da Trump’ın hedefinde bulunuyor. Meksika, son 15 yılda Volkswagen, BMW ve Audi gibi markaların çoğunlukla ABD pazarına yönelik önemli bir üretim merkezi haline geldi. Donald Trump, buradaki üretimi ABD’ye çekme hedefi ile, Meksika’da üretilen araçların ABD’ye girişinde yüzde 200 gibi astronomik bir oranda gümrük vergisine maruz kalabileceğini vurgulamıştı.
Alman Otomotiv Endüstrisi Birliği (VDA) rakamlarına göre, 2023 yılında Alman üreticiler Meksika’da 716 bin binek otomobil üreterek yeni bir rekoru kırmışlardı.
Meksika’da faaliyet gösteren Alman otomobil üreticileri, Trump’ın ilk dönem başkanlığında müzakere edilen ve 2026’da gözden geçirilmesi planlanan, eski adıyla NAFTA olan ABD-Meksika-Kanada Anlaşması (USMCS) sayesinde avantajlı ticaret koşullarından yararlanıyorlar.
ELEKTRİKLİ OTOMOBİLLERİN GELECEĞİ NE OLACAK?
Trump’ın, ABD Başkanı Joe Biden’ın yeşil yatırım planının önemli bir parçası olan elektrikli araçlara yönelik sübvansiyonları geri alma sözü de otomotiv üreticileri için önemli bir tehdit olarak görülüyor.
Almanya’da elektrikli araç sübvansiyonlarının kaldırılmasının ardından ülkedeki elektrikli araç satışlarının düştüğünü hatırlatan uzmanlar, ABD’de de benzer bir sürecin yaşanabileceğini belirtiyor. Bunun ise sadece Avrupalı markaları değil, ABD’de elektrikli araç üretimine kayan diğer tüm üreticileri de olumsuz etkileyeceği öngörülüyor.
Fakat, ABD’nin en büyük elektrikli araç üreticisi Tesla’nın CEO’su Elon Musk’ın Trump’a verdiği büyük desteğin, bu konuda yeni başkana geri adım attırma ihtimalinden de bahsedilebilir.
ÇİNLİLER İLE İŞBİRLİĞİ RİSK OLUŞTURABİLİR
Öte yandan, Avrupalı üreticilerin Çinli firmalar ile yaptıkları işbirlikleri de Trump döneminde tehlikeye girebilir.
Trump’ın ilk döneminde patlak veren ABD-Çin arasında ticaret savaşı eğer, ABD’nin yeni hükümeti tarafından daha da tırmandırılırsa Çinliler ile ortak üretim yapan firmaların kayıplar yaşayabileceği belirtiliyor.
Bruegel’in kıdemli üyesi Jacob Kirkegaard, “ABD’de ‘sadece Çin markalı otomobilleri istemiyoruz, aynı zamanda herhangi bir Çin teknolojisine dayanan otomobilleri de istemiyoruz’ refleksi gelişirse, buna Alman markaların modelleri de dahil olabilir” uyarısında bulunuyor.
ABD’DEKİ ÜRETİM ARTIŞ HIZI GÜNEY KOMŞUSUNUN GERİSİNDE KALDI
2023 yılında ABD’deki otomobil üretimi yüzde 9 artışla 10.6 milyon adede ulaşırken, Meksika’daki otomobil üretimi ise yüzde 14 artışla 4 milyon adedi aştı. Aynı dönemde Almanya’daki otomobil üretimi yüzde 18 arttı ve Meksika ile benzer seviyede gerçekleşti. Çin’deki otomobil üretimi ise 2023’te yüzde 12 artışa 30.2 milyon seviyesinde gerçekleşti.
Üretimde olduğu gibi satışlarda da 2023’ü lider kapatan Çin’de, 2023’te araç satışları yüzde 28 artışla 30.1 milyon adede yükseldi. ABD’de ise otomobil pazarı 2023’ü yüzde 14 artışla 15.6 milyon adet ile geride bıraktı. Japonya 4.8 milyon adet ile üçüncü, Hindistan 4.1 milyon adet ile dördüncü ve Almanya ise 2.8 milyon adet ile 2023’ün en büyük beşinci pazarı oldu.
ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’ın alacağı kararlar, otomotivde global üretim ve satışların dağılımını değiştirecek mi, hep birlikte göreceğiz.