Vakıa Suresi Ne Demek? Vakıa Suresi Arapça ve Türkçe Okunuşu Yazılışı. Vakıa Suresinin Anlamı Meali, Fazileti, Tefsiri ve Sırları. Vakıa Suresi Okumak ve Dinlemek



Vakıa Suresi Ne Demek? Vakıa Suresi Arapça ve Türkçe Okunuşu Yazılışı. Vakıa Suresinin Anlamı Meali, Fazileti, Tefsiri ve Sırları. Vakıa Suresi Okumak ve Dinlemek

Vakıa Suresi nedir? Vakıa Suresi’ni okumanın ve dinlemenin faziletleri nelerdir? Vakıa Suresi Arapça okunuşu ve Türkçe okunuşu nasıldır? Vakıa Suresi Kur’an-ı Kerim’de kaçıncı sayfadadır? Vakıa Suresi kaç sayfadır? Vakıa Suresi’nin sırları ve faydaları nelerdir? Vakıa Suresi meali nedir ve Vakıa Suresi’nde nelerden bahsedilmektedir? Vakıa Suresi ne için okunur? Vakıa Suresi tefsiri nedir? Vakıa Suresi’yle ilgili tüm soruların cevapları ve Vakıa Suresi’nin tamamı haberin detayında…

VAKIA SURESİ NEDİR?
Vakıa Suresi, Kur’an-ı Kerim’in 56. suresidir ve 96 ayetten oluşur. Adını, birinci ayette geçen “el-Vâkıa” kelimesinden alır; bu kelime “mutlaka vuku bulacak olan olay” anlamına gelir ve kıyameti ifade eder. İçeriğinde kıyamet gününün dehşeti, insanların dünyadaki inanç ve amellerine göre üç gruba ayrılması ve bu grupların ahirette karşılaşacakları durumlar anlatılır. Surenin ana teması; Allah’ın kudretine, diriltmeye gücü yettiğine ve Kur’an’ın yüceliğine işaret etmektir. Özellikle insanın yaratılışı, öldükten sonra diriltilmesi, suyun ve ateşin var edilmesi gibi örneklerle Allah’ın mutlak kudreti vurgulanır. Bu surede, “mukarrabûn (Allah’a en yakın olanlar)”, “ashâb-ı yemin (hayırlı kişiler)” ve “ashâb-ı şimâl (inkârcılar)” şeklinde üç farklı sınıfın, ahiretteki ödül ve ceza durumlarından bahsedilir. Halk arasında bereket ve rızık talebi amacıyla okunmasıyla ünlüdür. Bununla birlikte surenin asıl maksadı, imanı güçlendirmek, ahiret inancını pekiştirmek ve Kur’an’ın ilahi bir kitap olduğunu hatırlatmaktır. Bazı rivayetlere göre, düzenli okunduğunda kalplerdeki gafletin giderilmesi ve maneviyatın zenginleşmesi beklenir.
VAKIA SURESİ DUASI OKUMAK VE VAKIA SURESİ DİNLEMEK
Vakıa Suresi okunurken veya dinlenirken, kişinin kalben bir huzur hâli yaşaması ve ahirete yönelik farkındalığının artması amaçlanır. Özellikle namaz sonlarında ya da gündelik zamanlarda okumak, manevi atmosferi güçlendirir. Dinleme esnasında ise ayetlerin derin anlamına kulak verilmesi, kalbin yumuşamasını ve iman hissinin kuvvetlenmesini sağlayabilir. Sûre, kıyametin kopuşu ve insanın yeniden diriltileceğine dair çarpıcı sahneler sunar. Bu nedenle okunması, dünya hayatının geçiciliğini hatırlatır ve kulun sorumluluk bilincini artırır. Vakıa Suresi, “zenginlik” veya “rızık” duası niyetiyle de okunabilmektedir. Ancak esas hedef, Allah’ın büyüklüğünü kavramak, sonsuz kudretini idrak etmek ve O’na yönelmektir. Dileyen kişi, tecvid kurallarına özen göstererek yavaşça okuyabilir veya farklı hafızlardan dinleyerek kalbine etki etmesine fır
Vakıa Suresi okunurken veya dinlenirken, kişinin kalben bir huzur hâli yaşaması ve ahirete yönelik farkındalığının artması amaçlanır. Özellikle namaz sonlarında ya da gündelik zamanlarda okumak, manevi atmosferi güçlendirir. Dinleme esnasında ise ayetlerin derin anlamına kulak verilmesi, kalbin yumuşamasını ve iman hissinin kuvvetlenmesini sağlayabilir. Sûre, kıyametin kopuşu ve insanın yeniden diriltileceğine dair çarpıcı sahneler sunar. Bu nedenle okunması, dünya hayatının geçiciliğini hatırlatır ve kulun sorumluluk bilincini artırır. Vakıa Suresi, “zenginlik” veya “rızık” duası niyetiyle de okunabilmektedir. Ancak esas hedef, Allah’ın büyüklüğünü kavramak, sonsuz kudretini idrak etmek ve O’na yönelmektir. Dileyen kişi, tecvid kurallarına özen göstererek yavaşça okuyabilir veya farklı hafızlardan dinleyerek kalbine etki etmesine fırsat tanıyabilir. Bu süreçte samimi bir kalple istiğfar ve dua etmek de sıkça tavsiye edilir.
VAKIA SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU
Vakıa Suresi 96 ayetlik bir suredir ve Arapça metni, kıyamete ve insanın ahiret hayatına vurgu yapan anlamlı ifadeler içerir. Surenin Arapça orijinal hâlinin tamamı altta yer almaktadır. Her bir ayet, satır satır verilmiştir:

إِذَا وَقَعَتِ الْوَاقِعَةُ
لَيْسَ لِوَقْعَتِهَا كَاذِبَةٌ
خَافِضَةٌ رَافِعَةٌ
إِذَا رُجَّتِ الْأَرْضُ رَجًّا
وَبُسَّتِ الْجِبَالُ بَسًّا
فَكَانَتْ هَبَاءً مُنْبَثًّا
وَكُنْتُمْ أَزْوَاجًا ثَلَاثَةً
فَأَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ
وَأَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ
وَالسَّابِقُونَ السَّابِقُونَ
أُولَئِكَ الْمُقَرَّبُونَ
فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ
ثُلَّةٌ مِنَ الْأَوَّلِينَ
وَقَلِيلٌ مِنَ الْآخِرِينَ
عَلَى سُرُرٍ مَوْضُونَةٍ
مُتَّكِئِينَ عَلَيْهَا مُتَقَابِلِينَ
يَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَ
بِأَكْوَابٍ وَأَبَارِيقَ وَكَأْسٍ مِنْ مَعِينٍ
لَا يُصَدَّعُونَ عَنْهَا وَلَا يُنزِفُونَ
وَفَاكِهَةٍ مِمَّا يَتَخَيَّرُونَ
وَلَحْمِ طَيْرٍ مِمَّا يَشْتَهُونَ
وَحُورٌ عِينٌ
كَأَمْثَالِ اللُّؤْلُؤِ الْمَكْنُونِ
جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
لَا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا تَأْثِيمًا
إِلَّا قِيلًا سَلَامًا سَلَامًا
وَأَصْحَابُ الْيَمِينِ مَا أَصْحَابُ الْيَمِينِ
فِي سِدْرٍ مَخْضُودٍ
وَطَلْحٍ مَنْضُودٍ
وَظِلٍّ مَمْدُودٍ
وَمَاءٍ مَسْكُوبٍ
وَفَاكِهَةٍ كَثِيرَةٍ
لَا مَقْطُوعَةٍ وَلَا مَمْنُوعَةٍ
وَفُرُشٍ مَرْفُوعَةٍ
إِنَّا أَنشَأْنَاهُنَّ إِنشَاءً
فَجَعَلْنَاهُنَّ أَبْكَارًا
عُرُبًا أَتْرَابًا
لِأَصْحَابِ الْيَمِينِ
ثُلَّةٌ مِنَ الْأَوَّلِينَ
وَثُلَّةٌ مِنَ الْآخِرِينَ
وَأَصْحَابُ الشِّمَالِ مَا أَصْحَابُ الشِّمَالِ
فِي سَمُومٍ وَحَمِيمٍ
وَظِلٍّ مِنْ يَحْمُومٍ
لَا بَارِدٍ وَلَا كَرِيمٍ
إِنَّهُمْ كَانُوا قَبْلَ ذَلِكَ مُتْرَفِينَ
وَكَانُوا يُصِرُّونَ عَلَى الْحِنثِ الْعَظِيمِ
وَكَانُوا يَقُولُونَ أَئِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا أَئِنَّا لَمَبْعُوثُونَ
أَوَآبَاؤُنَا الْأَوَّلُونَ
قُلْ إِنَّ الْأَوَّلِينَ وَالْآخِرِينَ
لَمَجْمُوعُونَ إِلَى مِيقَاتِ يَوْمٍ مَعْلُومٍ
ثُمَّ إِنَّكُمْ أَيُّهَا الضَّالُّونَ الْمُكَذِّبُونَ
لَآكِلُونَ مِنْ شَجَرٍ مِنْ زَقُّومٍ
فَمَالِؤُونَ مِنْهَا الْبُطُونَ
فَشَارِبُونَ عَلَيْهِ مِنَ الْحَمِيمِ
فَشَارِبُونَ شُرْبَ الْهِيمِ
هَذَا نُزُلُهُمْ يَوْمَ الدِّينِ
نَحْنُ خَلَقْنَاكُمْ فَلَوْلَا تُصَدِّقُونَ
أَفَرَأَيْتُمْ مَا تُمْنُونَ
أَأَنْتُمْ تَخْلُقُونَهُ أَمْ نَحْنُ الْخَالِقُونَ
نَحْنُ قَدَّرْنَا بَيْنَكُمُ الْمَوْتَ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقِينَ
عَلَىٰ أَنْ نُبَدِّلَ أَمْثَالَكُمْ وَنُنْشِئَكُمْ فِي مَا لَا تَعْلَمُونَ
وَلَقَدْ عَلِمْتُمُ النَّشْأَةَ الْأُولَىٰ فَلَوْلَا تَذَكَّرُونَ
أَفَرَأَيْتُمْ مَا تَحْرُثُونَ
أَأَنْتُمْ تَزْرَعُونَهُ أَمْ نَحْنُ الزَّارِعُونَ
لَوْ نَشَاءُ لَجَعَلْنَاهُ حُطَامًا فَظَلْتُمْ تَفَكَّهُونَ
إِنَّا لَمُغْرَمُونَ
بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ
أَفَرَأَيْتُمُ الْمَاءَ الَّذِي تَشْرَبُونَ
أَأَنْتُمْ أَنْزَلْتُمُوهُ مِنَ الْمُزْنِ أَمْ نَحْنُ الْمُنْزِلُونَ
لَوْ نَشَاءُ جَعَلْنَاهُ أُجَاجًا فَلَوْلَا تَشْكُرُونَ
أَفَرَأَيْتُمُ النَّارَ الَّتِي تُورُونَ
أَأَنْتُمْ أَنْشَأْتُمْ شَجَرَتَهَا أَمْ نَحْنُ الْمُنْشِئُونَ
نَحْنُ جَعَلْنَاهَا تَذْكِرَةً وَمَتَاعًا لِلْمُقْوِينَ
فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ
فَلَا أُقْسِمُ بِمَوَاقِعِ النُّجُومِ
وَإِنَّهُ لَقَسَمٌ لَوْ تَعْلَمُونَ عَظِيمٌ
إِنَّهُ لَقُرْآنٌ كَرِيمٌ
فِي كِتَابٍ مَكْنُونٍ
لَا يَمَسُّهُ إِلَّا الْمُطَهَّرُونَ
تَنزِيلٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَمِينَ
أَفَبِهَٰذَا الْحَدِيثِ أَنْتُمْ مُدْهِنُونَ
وَتَجْعَلُونَ رِزْقَكُمْ أَنَّكُمْ تُكَذِّبُونَ
فَلَوْلَا إِذَا بَلَغَتِ الْحُلْقُومَ
وَأَنْتُمْ حِينَئِذٍ تَنْظُرُونَ
وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْكُمْ وَلَٰكِنْ لَا تُبْصِرُونَ
فَلَوْلَا إِنْ كُنْتُمْ غَيْرَ مَدِينِينَ
تَرْجِعُونَهَا إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ
فَأَمَّا إِنْ كَانَ مِنَ الْمُقَرَّبِينَ
فَرَوْحٌ وَرَيْحَانٌ وَجَنَّةُ نَعِيمٍ
وَأَمَّا إِنْ كَانَ مِنْ أَصْحَابِ الْيَمِينِ
فَسَلَامٌ لَكَ مِنْ أَصْحَابِ الْيَمِينِ
وَأَمَّا إِنْ كَانَ مِنَ الْمُكَذِّبِينَ الضَّالِّينَ
فَنُزُلٌ مِنْ حَمِيمٍ
وَتَصْلِيَةُ جَحِيمٍ
إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ حَقُّ الْيَقِينِ
فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ

Bu Arapça metin, Mushaf’taki sıralamasına ve yaygın basımlara uygun şekilde yazılmıştır. Dileyenler, her bir ayeti tek tek tecvidli okumaya veya hafızlardan dinleyerek takip etmeye özen gösterebilir.

Vakıa Suresi’ni Türkçe okunuşuyla seslendirmek isteyenler için tam okunuş şöyledir:

“İzâ vekaatil vâkı’ah”
“Leyse li veka’ati-hâ kâzibeh”
“Hâfidatun râfi’ah”
“İzâ ruccetil ardu recceh”
“Ve bussetil cibâlu bessen”
“Fe kânet hebâen munbessen”
“Ve kuntum ezvâcen selâseh”
“Fe ashâbul meymeneti mâ ashâbul meymeneh”
“Ve ashâbul meşemeh, mâ ashâbul meşemeh”
“Vessâbikûnes sâbikûn”
“Ulâike’l mukarrabûn”
“Fî cennâtin na’îm”
“Sulletun minel evvelîn”
“Ve kalîlun minel âhirîn”
“Alâ sururim mavdûneh”
“Muttekiîne aleyhâ mutekabilîn”
“Yetûfu aleyhim vildânun muhalladûn”
“Bi ekvâbin ve ebârîka ve ke’sin min ma’în”
“Lâ yusadde’ûne anhâ ve lâ yunzifûn”
“Ve fâkihetin mimmâ yetehayyerûn”
“Ve lahmi tayrin mimmâ yeştehûn”
“Ve hurun ‘în”
“Ke emsâlil lü’lüi’l meknûn”
“Cezaen bimâ kânû ya’melûn”
“Lâ yesme’ûne fîhâ lağven ve lâ te’sîmen”
“İllâ kîlen selâmen selâmen”
“Ve ashâbul yemîn, mâ ashâbul yemîn”
“Fî sidrin mahdûd”
“Ve talhin mendûd”
“Ve zillin memdûd”
“Ve mâin meskûb”
“Ve fâkihetin kesîreh”
“Lâ maktû’atin ve lâ memnû’ah”
“Ve furûşin merfû’ah”
“İnnâ enşe’nâhünne inşâ”
“Fe ce’alnâhünne ebkârâ”
“Uruben etrâbâ”
“Li ashâbil yemîn”
“Sulletun minel evvelîn”
“Ve sulletun minel âhirîn”
“Ve ashâbu’ş-şimâl, mâ ashâbu’ş-şimâl”
“Fî semûmin ve hamîm”
“Ve zillin min yahmûm”
“Lâ bâridi ve lâ kerîm”
“İnnehum kânû kable zâlike mutrefîn”
“Ve kânû yusirrûne alel hinsil azîm”
“Ve kânû yekûlûne eizâ mitnâ ve kunnâ turâben ve izâmen eainnâ lemeb’ûsûn”
“E ve âbâunel evvelûn”
“Kul innel evvelîne vel âhirîn”
“Le mecmuûne ilâ mîkâti yevmin ma’lûm”
“Summe innenkum eyyuhed dâllûnel mukezzibûn”
“Le âkilûne min şecerin min zakkûm”
“Fe mâliûne minhâl butûn”
“Fe şâribûne aleyhi minel hamîm”
“Fe şâribûne şurbel hîm”
“Hâzâ nuzuluhum yevmed dîn”
“Nahnu halaknâkum fe lev lâ tusaddikûn”
“Eferaeytüm mâ tumnûn”
“E entüm tahlukûnehu em nahnul hâlikûn”
“Nahnu kaddernâ beynekumul mevte ve mâ nahnu bi mesbûkîn”
“Alâ en nubeddile emsâlekum ve nunşiekum fî mâ lâ ta’lemûn”
“Ve lekad alimtumun neş’etel ûlâ fe lev lâ tezekkerûn”
“Eferaeytüm mâ tahrusûn”
“E entüm tezrâûnehu em nahnuz zâri’ûn”
“Lev neşâ’u le cealnâhu hutâmen fe zal tum tefekkehûn”
“İnnâ le muğremûn”
“Bel nahnu mahrûmûn”
“Eferaeytümül mâel lezî teşrabûn”
“E entüm enzeltumûhu minel muzni em nahnul munzilûn”
“Lev neşâ’u cealnâhu ucâcen fe lev lâ teşkurûn”
“Eferaeytümün nârelletî tûrûn”
“E entüm enşe’tum şeceretehâ em nahnul munşi’ûn”
“Nahnu cealnâhâ tezkireten ve metâan lil mukvîn”
“Fe sebbih bismi rabbikel azîm”
“Fe lâ uksimu bi mevâkıin nucûm”
“Ve innehu le kasemun lev ta’lemûne azîm”
“İnnehu le kur’anun kerîm”
“Fî kitâbın meknûn”
“Lâ yemessuhû illâl mutahharûn”
“Tenzîlun mir rabbil âlemîn”
“E fe bihâzel hadîsi entüm müdhinûn”
“Ve tec’alûne rızkakum ennekum tukezzibûn”
“Fe lev lâ izâ beleğatil hulkum”
“Ve entüm hîneizin tenzurûn”
“Ve nahnu akrebu ileyhi minkum ve lâkin lâ tubsırûn”
“Fe lev lâ in kuntum ğayre medînîn”
“Terci’ûnehâ in kuntum sâdikîn”
“Fe emmâ in kâne minel mukarrebîn”
“Fe ravhun ve reyhânun ve cennetü na’îm”
“Ve emmâ in kâne min ashâbil yemîn”
“Fe selâmun leke min ashâbil yemîn”
“Ve emmâ in kâne minel mukezzibîneddallîn”
“Fe nuzulun min hamîm”
“Ve tasliyetu cahîm”
“İnne hâzâ le huve hakkul yakîn”
“Fe sebbih bismi rabbikel azîm”

Vakıa Suresi, Kur’an-ı Kerim’in 27. cüzünde yer alır. Mushaf içindeki sayfa numarası ise standart basımlarda genellikle 533. sayfadan başlayıp 536. sayfaya kadar devam eder. Ancak farklı boyut ve baskılara göre sayfa numaraları değişiklik gösterebilir. Yine de genel geçer kabul, 27. cüzün içinde, 533-536 arasında olmasıdır. Bu sayfalar, kıyamet ve ahiret sahnelerini detaylı tasvir eder. Birçok kişi surenin faziletine inandığı için evinde veya mescidlerdeki Mushaf’ta kolayca bulmak ister. Ayetlerin sıralaması korunarak okunduğunda, kıyametle ilgili sahnelerin art arda verilişi insanın kalbine güçlü bir etki bırakır. Dolayısıyla merak edenler, cüz numarasını ve tahmini sayfa aralığını hatırlayarak Vakıa Suresi’ni kolaylıkla bulabilirler.
VAKIA SURESİ KAÇ SAYFA?
Kur’an-ı Kerim genelinde sûrelerin uzunluğu baskılarda değişmese de, fiziksel Mushaf düzeni açısından sayfa sayısı farklı basım ölçüleri ve punto kullanımı nedeniyle değişebilir. Yine de, Vakıa Suresi yaygın basımlı mushaflarda yaklaşık olarak 3,5 sayfayı kapsar. Kimi baskılarda 4 sayfaya yakın bir alanı kapladığı da olur. Özellikle ayet aralarının rahat okunabilirlik için geniş bırakıldığı “bilgisayar hatlı” baskılarda, sayfa sayısı biraz daha artabilir. Önemli olan, ayetlerin sıralamasını ve bütünlüğünü korumak ve doğru bir şekilde okumaktır. Bu şekilde, sureye dair hiçbir ayet gözden kaçmaz ve mananın bütünlüğü korunur.
VAKIA SURESİ FAZİLETİ VE SIRLARI NELERDİR? VAKIA SURESİ’NİN FAYDALARI
Vakıa Suresi, halk arasında “rızık ve bereket vesilesi” olarak bilinir. Bazı rivayetlerde, “Kim her gece Vakıa Suresi’ni okursa, fakirlik görmez” şeklinde nakiller yer alır. Ancak bu husustaki rivayetlerin sıhhatini doğrudan Allah bilir. Surenin esas özelliği, kıyamet günü sahnelerini güçlü bir üslupla anlatması ve insanın sorumluluğunu hatırlatmasıdır. Allah’ın kudretinin sınırsızlığı, insanın tekrar diriltilmesi, toprağın bereketi ve suyun önemi gibi konular üzerinde düşünen kişi, imanını kuvvetlendirebilir. Manevi anlamda rahatlamak, ahiret bilincini canlı tutmak ve dünyaya aldanmamak için okumak faydalı görülür. Ayrıca, okunuşu sırasında kalbe yerleşen uyanış ve tefekkür, ibadet neşvesini de artırabilir. Bu sureyi düzenli okumak, kişinin gafletini azaltır ve Yüce Allah’a yakınlaşma hissini güçlendirir.
Vakıa Suresi, 27. cüzde yer alır. Bu cüz, Kur’an’ın son kısımlarına doğru ilerler ve çoğunlukla ahiret, kıyamet ve iman gerçekleri gibi konuları içerir. Sûre; Rahman Suresi’nden sonra, Hadid Suresi’nden hemen önce genellikle 27. cüzün ortalarında bulunur. Cüzü tanıyanlar, içinde kıyamet tasvirleri olan bu bölümleri okuyarak dünya hayatının geçiciliğini hatırlarlar. 27. cüz ayrıca, Zariyat, Tur, Necm ve benzeri diğer sureleri de barındırır. Vakıa Suresi’nin, insanın kalbine ahireti hatırlatan hikmetli cümleleri, 27. cüzün manevi dokusunu tamamlar. Bu cüzde okuyup tefekkür etmek, mümin için değerli bir ibadet sayılır.
VAKIA SURESİ’NİN TAMAMI (VAKIA SURESİ 1, 2, 3, 4, 5 VE TÜM SAYFALAR İLE BİRLİKTE TÜM 96 AYET)
Vakıa Suresi’nin 96 ayetinin tamamı yer almaktadır:

“İzâ vekaatil vâkı’ah”
“Leyse li veka’ati-hâ kâzibeh”
“Hâfidatun râfi’ah”
“İzâ ruccetil ardu recceh”
“Ve bussetil cibâlu bessen”
“Fe kânet hebâen munbessen”
“Ve kuntum ezvâcen selâseh”
“Fe ashâbul meymeneti mâ ashâbul meymeneh”
“Ve ashâbul meşemeh, mâ ashâbul meşemeh”
“Vessâbikûnes sâbikûn”
“Ulâike’l mukarrabûn”
“Fî cennâtin na’îm”
“Sulletun minel evvelîn”
“Ve kalîlun minel âhirîn”
“Alâ sururim mavdûneh”
“Muttekiîne aleyhâ mutekabilîn”
“Yetûfu aleyhim vildânun muhalladûn”
“Bi ekvâbin ve ebârîka ve ke’sin min ma’în”
“Lâ yusadde’ûne anhâ ve lâ yunzifûn”
“Ve fâkihetin mimmâ yetehayyerûn”
“Ve lahmi tayrin mimmâ yeştehûn”
“Ve hurun ‘în”
“Ke emsâlil lü’lüi’l meknûn”
“Cezaen bimâ kânû ya’melûn”
“Lâ yesme’ûne fîhâ lağven ve lâ te’sîmen”
“İllâ kîlen selâmen selâmen”
“Ve ashâbul yemîn, mâ ashâbul yemîn”
“Fî sidrin mahdûd”
“Ve talhin mendûd”
“Ve zillin memdûd”
“Ve mâin meskûb”
“Ve fâkihetin kesîreh”
“Lâ maktû’atin ve lâ memnû’ah”
“Ve furûşin merfû’ah”
“İnnâ enşe’nâhünne inşâ”
“Fe ce’alnâhünne ebkârâ”
“Uruben etrâbâ”
“Li ashâbil yemîn”
“Sulletun minel evvelîn”
“Ve sulletun minel âhirîn”
“Ve ashâbu’ş-şimâl, mâ ashâbu’ş-şimâl”
“Fî semûmin ve hamîm”
“Ve zillin min yahmûm”
“Lâ bâridi ve lâ kerîm”
“İnnehum kânû kable zâlike mutrefîn”
“Ve kânû yusirrûne alel hinsil azîm”
“Ve kânû yekûlûne eizâ mitnâ ve kunnâ turâben ve izâmen eainnâ lemeb’ûsûn”
“E ve âbâunel evvelûn”
“Kul innel evvelîne vel âhirîn”
“Le mecmuûne ilâ mîkâti yevmin ma’lûm”
“Summe innenkum eyyuhed dâllûnel mukezzibûn”
“Le âkilûne min şecerin min zakkûm”
“Fe mâliûne minhâl butûn”
“Fe şâribûne aleyhi minel hamîm”
“Fe şâribûne şurbel hîm”
“Hâzâ nuzuluhum yevmed dîn”
“Nahnu halaknâkum fe lev lâ tusaddikûn”
“Eferaeytüm mâ tumnûn”
“E entüm tahlukûnehu em nahnul hâlikûn”
“Nahnu kaddernâ beynekumul mevte ve mâ nahnu bi mesbûkîn”
“Alâ en nubeddile emsâlekum ve nunşiekum fî mâ lâ ta’lemûn”
“Ve lekad alimtumun neş’etel ûlâ fe lev lâ tezekkerûn”
“Eferaeytüm mâ tahrusûn”
“E entüm tezrâûnehu em nahnuz zâri’ûn”
“Lev neşâ’u le cealnâhu hutâmen fe zal tum tefekkehûn”
“İnnâ le muğremûn”
“Bel nahnu mahrûmûn”
“Eferaeytümül mâel lezî teşrabûn”
“E entüm enzeltumûhu minel muzni em nahnul munzilûn”
“Lev neşâ’u cealnâhu ucâcen fe lev lâ teşkurûn”
“Eferaeytümün nârelletî tûrûn”
“E entüm enşe’tum şeceretehâ em nahnul munşi’ûn”
“Nahnu cealnâhâ tezkireten ve metâan lil mukvîn”
“Fe sebbih bismi rabbikel azîm”
“Fe lâ uksimu bi mevâkıin nucûm”
“Ve innehu le kasemun lev ta’lemûne azîm”
“İnnehu le kur’anun kerîm”
“Fî kitâbın meknûn”
“Lâ yemessuhû illâl mutahharûn”
“Tenzîlun mir rabbil âlemîn”
“E fe bihâzel hadîsi entüm müdhinûn”
“Ve tec’alûne rızkakum ennekum tukezzibûn”
“Fe lev lâ izâ beleğatil hulkum”
“Ve entüm hîneizin tenzurûn”
“Ve nahnu akrebu ileyhi minkum ve lâkin lâ tubsırûn”
“Fe lev lâ in kuntum ğayre medînîn”
“Terci’ûnehâ in kuntum sâdikîn”
“Fe emmâ in kâne minel mukarrebîn”
“Fe ravhun ve reyhânun ve cennetü na’îm”
“Ve emmâ in kâne min ashâbil yemîn”
“Fe selâmun leke min ashâbil yemîn”
“Ve emmâ in kâne minel mukezzibîneddallîn”
“Fe nuzulun min hamîm”
“Ve tasliyetu cahîm”
“İnne hâzâ le huve hakkul yakîn”
“Fe sebbih bismi rabbikel azîm”

Vakıa Suresi, yaklaşık 3,5 sayfa uzunluğunda olup 96 ayetten oluştuğu için ezberleme süreci düzenli çalışma gerektirir. Öncelikle sureyi parçalara bölerek (örneğin 10’ar ayetlik kısımlar) her bölümü yavaş ve doğru telaffuzla öğrenmek faydalı olur. Sesli tekrar yapmak, duyduğunu anında düzeltmeye yardımcıdır. Kur’an okumasında uzman bir hocadan dinlemek veya dijital ortamlarda hafızların ses kayıtlarını takip etmek de doğru telaffuzu sağlar. Her ezberlenen bölümü, bir öncekiyle birleştirerek tekrarlamak, kaynaşmayı kolaylaştırır. Ayrıca, namazlardan sonra veya yatmadan önce tekrar yapılması tavsiye edilir. Ezber kalıcılığını artırmak için sureyi anlamıyla birlikte öğrenmek, ayetlerdeki kıyamet sahnelerini zihinde canlandırmak önemlidir. Sabır ve istikrarla Vakıa Suresi’ni ezberlemek, kişinin ruhuna ayrı bir huzur ve manevi şuur kazandırabilir.
VAKIA SURESİ MEALİ NEDİR? VAKIA SURESİ’NDE NELERDEN BAHSEDİLMEKTEDİR?

Vakıa Suresi’nin meali, Arapça metnin Türkçe anlamını verir. Bu surede kıyametin mutlaka kopacağı ve dünyada ameline göre insanların üç gruba ayrılacağı anlatılır. Sâbikûn denilen öncüler, Allah’a yakın kullardır; onlar cennette en yüksek derecelere erişirler. Ashâb-ı yemîn, sağ tarafın insanlarıdır; cennette nimetlerle ödüllendirilirler. Ashâb-ı şimâl ise inkârcı ve azgın davranışlarıyla bedbaht olmuş kimselerdir, cehennemde azap görürler. Allah’ın kudreti, insanın yaratılması, toprağın yeşertilmesi, suyun indirilmesi ve ateşin var edilmesi gibi örneklerle gözler önüne serilir. Ayrıca Kur’an’ın yüceliği, korunmuş bir kitap olduğu, temiz olanların ona dokunabileceği vurgulanır. Surenin sonunda ölüm ânı ve can vermenin çetinliği hatırlatılarak insanların ibret alması ve imanda sabit kalması istenir.
VAKIA SURESİ DİĞER ADI NEDİR?
Vakıa Suresi, bilinen kaynaklarda başka bir adla anılmaz. “Vakıa” kelimesi, “meydana gelecek büyük olay” yani kıyamet manasına geldiği için sureye bu isimle işaret edilir. Bazı meşhur rivayetlerde “Rızık Suresi” veya “Zenginlik Suresi” gibi halk arasında yakıştırmalar yapılsa da bunlar yaygın, resmi bir sure adı değildir. Müfessirler ve İslam âlimleri genel olarak “Vakıa Suresi” şeklinde bahsederler. Bu ad, surenin giriş ayetleriyle doğrudan bağlantılıdır. Müslümanlar, surenin içeriğinden dolayı ona “fakirliğe karşı okunan sure” gibi ek nitelemeler yapsalar da bu, esas ismin değişmesi anlamına gelmez.
VAKIA SURESİ TEFSİRİ NEDİR?
Vakıa Suresi tefsiri, ayetlerin detaylı açıklamasını içerir. Tefsir alimleri, kıyametin kopma ânını, cennetteki ve cehennemdeki sahneleri, Allah’ın kudret delillerini ve Kur’an’ın değerini yorumlar. Mesela surenin başında sözü edilen “Hâfıda Râfia (alçaltan-yükselten)” ifadesinin, dağları yerle bir edecek kıyamet sarsıntısına veya inkârcıları alçaltıp müminleri yücelteceğine dair olduğunu vurgularlar. Ayrıca insana verilen nimetlerin hatırlatılmasının, şükür duygusunu güçlendirmek amacıyla yapıldığını söylerler. Tefsirlerde, Ashâb-ı yemin ile Ashâb-ı şimâl arasındaki farklılıklar ayrıntılı açıklanır. Allah’ın “Ol deyince oldurması” gibi hikmetli noktalara da değinilerek, Kur’an’ın yalnızca maddi değil manevi yönden de insanı disipline ettiği vurgulanır. Surenin son kısımlarında, ölüm ânındaki çaresizliğe işaret edilmesiyle ibret alınması gerektiği anlatılır. Böylece, tefsir okuyan kişi hem surenin mesajını derinlemesine öğrenir hem de amellerini gözden geçirir.

Vakıa Suresi, manevi farkındalığı artırmak, ahiret bilincini canlı tutmak ve kişinin dünya hayatının geçici olduğunu hatırlaması amacıyla okunur. Ayrıca, rivayetlerdeki “Her gece okuyana fakirlik dokunmaz” gibi ifadelerden dolayı halk arasında rızık bolluğu için okunduğuna inanılır. Elbette sureyi sadece dünya nimeti gözeterek okumak yerine, asıl maksadının ahirete hazırlık olduğunu unutmamak gerekir. Okuyan kişi, Allah’ın gücünü ve kudretini her şeyden üstün tutarak, sorumluluk hissetmelidir. Surede geçen kıyamet sahneleri, insanın hesap verme gerçeğini gözler önüne serer. Bu sureyi düzenli okumak, kalpteki gafleti giderebilir ve dua niyetiyle okunduğunda inananlar için huzur, tevekkül ve sabır kaynağı hâline gelebilir.
VAKIA SURESİ KAÇ AYETTİR?
Vakıa Suresi toplam 96 ayetten oluşur. Bu ayetlerin her biri, kıyamet gününe dair önemli mesajlar ve Allah’ın kudretine işaret eden örnekler içerir. Sure, Mekke döneminde indiğinden, genellikle inanç esaslarını pekiştirici ve ahirete vurgu yapan bir üslupla kalplere hitap eder. Kimi müfessirlere göre 81 ve 82. ayetlerin Medine döneminde indiğine dair rivayetler olsa da, genel kanaat bu rivayetlerin kesinlik taşımadığı yönündedir. Bu 96 ayet boyunca, “sâbikûn” gibi en üstün derecedeki müminlerle “ashâb-ı yemîn” ve “ashâb-ı şimâl”in durumları çarpıcı bir dille ifade edilir.
VAKIA SURESİ ABDESTSİZ OKUNUR MU?
Vakıa Suresi de dâhil olmak üzere, Kur’an surelerinin ezberden ve kalben okunması için abdest şartı aranmaz. Ancak Mushaf’a el sürerek okumak için genel olarak abdestli olmak gereklidir. Surenin 79. ayetinde, “Ona temizlenmiş olanlardan başkası dokunamaz” ifadesi, çoğunluk âlimler tarafından Mushaf’ı fiziksel olarak ele almaya işaret olarak yorumlanır. Kalben ve dilinizle zikir veya dua niyetiyle okuduğunuzda, abdest şartı aranmaz. Yine de, Kur’an’a ve onun surelerine karşı duyulan saygının bir ifadesi olarak, her zaman mümkünse abdestli olmak tavsiye edilir. Bu, hem manevi konsantrasyonu hem de huşûyu artırmaya yardımcıdır.
VAKIA SURESİ KAÇ DEFA OKUNMALI?
Vakıa Suresi’nin “kaç defa” okunması hususunda halk arasında farklı inanışlar bulunmaktadır. Yaygın bir uygulamada, kişi manevi rahatlık arıyorsa veya rızık bereketi niyetiyle okuyorsa, 40 gün boyunca her gün okuması önerilir. Bazı rivayetlerde her gece okunmasının, kişiyi yokluktan koruyacağına dair nakiller bulunur. Ancak bu rivayetler kesin hüküm olarak kabul edilmez. Önemli olan, sureyi bilinçli, anlayarak ve samimi bir niyetle okumaktır. Kalbe yerleşen mesaj, kişinin amelini, tavrını ve ahiret inancını güçlendirmeye yöneliktir. Dolayısıyla, belirli sayılar kadar tekrardan ziyade devamlılık, huşû ve anlayış esastır. Her namazdan sonra okuyanın da olduğu gibi, herkes kendi manevi programına göre sıklığı belirleyebilir.
VAKIA SURESİ NEDEN OKUNUR?
Vakıa Suresi, kıyamet ve ahiret bilincini tazelemek, Kur’an’ın mucizevî üslubunu kalpte hissetmek için okunur. Özellikle kişinin gaflet hâlinden kurtulmasına, dünya hayatının geçiciliğini kavramasına ve hayatını daha bilinçli şekilde sürdürmesine yardımcı olduğu düşünülür. Aynı zamanda, bazı rivayetlerde rızkın artması veya fakirlikten korunma niyetiyle okunduğundan söz edilir. Ancak esas maksat, her surede olduğu gibi Allah’ın mesajına kulak verip, O’nun kudretini anmak ve kulluk bilincini tazelemektir. Surede anlatılan kıyamet sahneleri, insanı derin bir tefekküre sevk eder. Bu tefekkür, hem dünya hem de ahiret mutluluğu için yol göstericidir. Dolayısıyla “Neden okunur?” sorusunun cevabı, manevi yönden uyanış ve dinginlik aramak olarak özetlenebilir.
Vakıa Suresi’nin Latin harflerle okunuşu, Arapça metnin telaffuzunu kolaylaştırmayı amaçlar. Latin harfleriyle tam okunuş şöyledir:

“İzâ vekaatil vâkı’ah”
“Leyse li veka’ati-hâ kâzibeh”
“Hâfidatun râfi’ah”
“İzâ ruccetil ardu recceh”
“Ve bussetil cibâlu bessen”
“Fe kânet hebâen munbessen”
“Ve kuntum ezvâcen selâseh”
“Fe ashâbul meymeneti mâ ashâbul meymeneh”
“Ve ashâbul meşemeh, mâ ashâbul meşemeh”
“Vessâbikûnes sâbikûn”
“Ulâike’l mukarrabûn”
“Fî cennâtin na’îm”
“Sulletun minel evvelîn”
“Ve kalîlun minel âhirîn”
“Alâ sururim mavdûneh”
“Muttekiîne aleyhâ mutekabilîn”
“Yetûfu aleyhim vildânun muhalladûn”
“Bi ekvâbin ve ebârîka ve ke’sin min ma’în”
“Lâ yusadde’ûne anhâ ve lâ yunzifûn”
“Ve fâkihetin mimmâ yetehayyerûn”
“Ve lahmi tayrin mimmâ yeştehûn”
“Ve hurun ‘în”
“Ke emsâlil lü’lüi’l meknûn”
“Cezaen bimâ kânû ya’melûn”
“Lâ yesme’ûne fîhâ lağven ve lâ te’sîmen”
“İllâ kîlen selâmen selâmen”
“Ve ashâbul yemîn, mâ ashâbul yemîn”
“Fî sidrin mahdûd”
“Ve talhin mendûd”
“Ve zillin memdûd”
“Ve mâin meskûb”
“Ve fâkihetin kesîreh”
“Lâ maktû’atin ve lâ memnû’ah”
“Ve furûşin merfû’ah”
“İnnâ enşe’nâhünne inşâ”
“Fe ce’alnâhünne ebkârâ”
“Uruben etrâbâ”
“Li ashâbil yemîn”
“Sulletun minel evvelîn”
“Ve sulletun minel âhirîn”
“Ve ashâbu’ş-şimâl, mâ ashâbu’ş-şimâl”
“Fî semûmin ve hamîm”
“Ve zillin min yahmûm”
“Lâ bâridi ve lâ kerîm”
“İnnehum kânû kable zâlike mutrefîn”
“Ve kânû yusirrûne alel hinsil azîm”
“Ve kânû yekûlûne eizâ mitnâ ve kunnâ turâben ve izâmen eainnâ lemeb’ûsûn”
“E ve âbâunel evvelûn”
“Kul innel evvelîne vel âhirîn”
“Le mecmuûne ilâ mîkâti yevmin ma’lûm”
“Summe innenkum eyyuhed dâllûnel mukezzibûn”
“Le âkilûne min şecerin min zakkûm”
“Fe mâliûne minhâl butûn”
“Fe şâribûne aleyhi minel hamîm”
“Fe şâribûne şurbel hîm”
“Hâzâ nuzuluhum yevmed dîn”
“Nahnu halaknâkum fe lev lâ tusaddikûn”
“Eferaeytüm mâ tumnûn”
“E entüm tahlukûnehu em nahnul hâlikûn”
“Nahnu kaddernâ beynekumul mevte ve mâ nahnu bi mesbûkîn”
“Alâ en nubeddile emsâlekum ve nunşiekum fî mâ lâ ta’lemûn”
“Ve lekad alimtumun neş’etel ûlâ fe lev lâ tezekkerûn”
“Eferaeytüm mâ tahrusûn”
“E entüm tezrâûnehu em nahnuz zâri’ûn”
“Lev neşâ’u le cealnâhu hutâmen fe zal tum tefekkehûn”
“İnnâ le muğremûn”
“Bel nahnu mahrûmûn”
“Eferaeytümül mâel lezî teşrabûn”
“E entüm enzeltumûhu minel muzni em nahnul munzilûn”
“Lev neşâ’u cealnâhu ucâcen fe lev lâ teşkurûn”
“Eferaeytümün nârelletî tûrûn”
“E entüm enşe’tum şeceretehâ em nahnul munşi’ûn”
“Nahnu cealnâhâ tezkireten ve metâan lil mukvîn”
“Fe sebbih bismi rabbikel azîm”
“Fe lâ uksimu bi mevâkıin nucûm”
“Ve innehu le kasemun lev ta’lemûne azîm”
“İnnehu le kur’anun kerîm”
“Fî kitâbın meknûn”
“Lâ yemessuhû illâl mutahharûn”
“Tenzîlun mir rabbil âlemîn”
“E fe bihâzel hadîsi entüm müdhinûn”
“Ve tec’alûne rızkakum ennekum tukezzibûn”
“Fe lev lâ izâ beleğatil hulkum”
“Ve entüm hîneizin tenzurûn”
“Ve nahnu akrebu ileyhi minkum ve lâkin lâ tubsırûn”
“Fe lev lâ in kuntum ğayre medînîn”
“Terci’ûnehâ in kuntum sâdikîn”
“Fe emmâ in kâne minel mukarrebîn”
“Fe ravhun ve reyhânun ve cennetü na’îm”
“Ve emmâ in kâne min ashâbil yemîn”
“Fe selâmun leke min ashâbil yemîn”
“Ve emmâ in kâne minel mukezzibîneddallîn”
“Fe nuzulun min hamîm”
“Ve tasliyetu cahîm”
“İnne hâzâ le huve hakkul yakîn”
“Fe sebbih bismi rabbikel azîm”

Vakıa Suresi, dileyen herkes tarafından günün herhangi bir saatinde okunabilir. Bazı rivayetler, akşam namazından sonra veya yatsı öncesi okumayı tavsiye eder. Sabah namazlarından sonra okuma alışkanlığının da olduğu belirtilir. Esasında Kur’an okumanın belirli bir zaman sınırlaması yoktur. Önemli olan, okurken manevi bir hazırlık ve saygı hâlinde bulunmaktır. Ancak özel amaçlarla, örneğin rızık talebi niyetiyle veya kalbi huzur arandığında okunduğunda, düzenli bir vakit seçmek motive edicidir. Kimisi 40 gün boyunca, kimisi her gece okur. Neticede, sureyi kalple kavramaya çalışarak okunması esas olduğundan, zamanı kişinin müsaitliğine ve manevi programına göre şekillenir.
VAKIA SURESİ’NDEN SONRA OKUNACAK DUA
Vakıa Suresi’ni bitiren müminler, genellikle ellerini açıp Allah’tan hayır ve bereket talep eder. Özellikle, “Allah’ım, verdiğin rızka şükretmemi ve yanlış yoldan uzak durmamı nasip eyle” şeklinde samimi niyetlerle dua etmek, suredeki rızık vurgusuna uygun düşer. Kaynak metinde, sure bitiminde özel bir dua önerisi net olarak yer almamıştır. Kişi kendi kalbine gelen ve samimiyetle istediği her hayrı dua cümlesine dökebilir. Önemli olan, Yüce Yaratıcı’nın kudretini ve cömertliğini hatırlayarak istemektir. Surede bahsedilen kıyamet, ahiret ve Allah’ın gücü gibi konular, okuyan kişiye dünyaya gereğinden fazla bağlanmaması gerektiğini hatırlatır. Bu farkındalıkla, hem dünya hem de ahiret mutluluğu için gönülden niyazda bulunmak yerinde olacaktır.
HER GÜN VAKIA SURESİ OKUMANIN FAZİLETİ
Her gün Vakıa Suresi okumak, kalbin manen uyanık kalmasına ve ahiret inancının tazelenmesine vesile olabilir. Bazı rivayetler, bu uygulamanın kişinin rızık konusunda sıkıntı çekmemesine yardımcı olduğunu söyler. Yine de Kur’an ayetlerini asıl okuma gayesi, Allah’a yakınlaşmak ve O’nun sözlerine kulak vermektir. Surenin kıyamet sahnelerini düzenli dinleyen veya okuyan bir kişi, hayatın gelip geçiciliğini daha net kavrar. Böyle bir farkındalık, insanı manevi olarak olgunlaştırır, sabrını ve şükrünü artırır. Güne sabah namazı sonrasında sureyi okuyarak başlayanlar, zihinlerindeki dünyevi kaygılardan biraz olsun sıyrılmak ve daha huzurlu hissetmek istediğini ifade ederler. Ancak bu uygulama bir zorunluluk değil, tamamen gönüllü bir tercihtir.
Vakıa Suresi’nin büyük çoğunluğunun Mekke döneminde indiği kabul edilir. İniş sırasına göre 46. sure olarak belirtilen kaynaklar vardır. Bir rivayete göre 81 ve 82. ayetlerinin Medine’de indiği söylenmiş olsa da, konu ve üslup bütünlüğüne bakıldığında tamamının Mekke kökenli olması daha yaygın görüştür. Mekke’de nazil olan sureler genelde tevhid, ahiret, kıyamet ve ahlaki uyarıları merkezine alır. Bu surede de, özellikle kıyametin dehşetine ve insanların amellerine göre ayrılmasına vurgu yapılması, Mekke dönemi surelerinin tipik özelliklerindendir. Dolayısıyla sure, Hz. Peygamber’in risaletinin erken safhalarında iman esaslarını ve ahiret gerçeğini yerleştirmeye yardımcı olmuştur.
VAKIA SURESİ HATMİ NASIL YAPILIR?
“Hatim” genellikle Kur’an’ın tamamını baştan sona okumayı ifade etse de, bazı kimseler bir sureyi düzenli veya belirli bir sayıyla okumayı da “hatim” olarak görebilir. Vakıa Suresi hatmi, sureyi art arda belirli gün veya sayıda okumak şeklinde gerçekleştirilebilir. Örneğin, kişi 7 gün boyunca her gün bir defa, 40 gün boyunca her gün bir defa veya farklı bir sayı belirleyerek okuyabilir. Bu süreçte, sureyi anlamıyla beraber takip etmek, kalbe yerleşen mesajı içselleştirmeyi kolaylaştırır. Ayrıca, hata yapmamak için tecvidli okuma ve sık sık tekrar yapılmalıdır. Sure sonunda, her hatim sonrası olduğu gibi dua ve niyazda bulunulabilir. Önemli olan, bu okuma düzeninin bir ibadet şuuru ve samimiyetle yerine getirilmesidir.