“Avrupa Ordusu” hayal mi gerçek mi?



“Avrupa Ordusu” hayal mi gerçek mi?

Avrupa, Trump-Putin yakınlaşması nedeniyle telaş içinde. Bazı Batılı liderler Ukrayna’ya asker göndermeye yönelik açıklamalar yapıyor. Diğerleri ise Rusya-Ukrayna Savaşı’na doğrudan dahil olma konusunda çekimser. Peki son zamanlarda tartışılmaya başlanan Avrupa Ordusu’nun kurulması mümkün mü? Avrupa buna hazır mı?

Ukrayna’da yaklaşık üç yıldır devam eden savaşın sona ermesinin uzak bir ihtimal olduğu düşünülse de ABD Başkanı Donald Trump’ın geçtiğimiz hafta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le telefonda görüşmesi, Avrupa’da telaşa yol açtı.
Suudi Arabistan’daki Rusya-ABD görüşmesi de telaşı ikiye katladı ve Avrupalı liderler, acil toplantıyla Paris’te bir araya geldi.
The Guardian gazetesi, Avrupa’da Rusya Ukrayna Savaşı’na ilişkin yaşanan krizi değerlendirdi.
Royal United Services Institute (Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü) adlı düşünce kuruluşunun askeri bilimler direktörü Matthew Savill, Ukrayna’da bir ateşkesin ardından konuşlandırılabilecek çeşitli güç seviyeleri olduğunu savunuyor.
Bunlardan ilki, Rusya’nın yeniden işgal etmesi halinde teorik olarak savaşabilecek büyük bir kara caydırıcı gücü. Bu muhtemelen Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin istediği 100 bin ile 150 bin askeri kapsayabilir.
Ancak ABD’nin katılmayı reddetmesiyle birlikte personel kısıtlamaları Avrupa’nın böyle bir sayıyı sağlayabileceği anlamına gelmiyor ve Savill daha inandırıcı bir alternatifin cephe hattının bazı bölümlerinde Avrupalı tugaylarla birlikte on binlerce kişilik daha küçük bir güç olacağına inanıyor.
Bu daha sınırlı bir yardım olacaktır ancak Rusya’nın Ukrayna’ya tekrar saldırması halinde Avrupa ülkelerinin de çatışmanın içine çekileceği anlamına gelebilir.
Daha sınırlı bir model ise “büyük bir eğitim gücü” olacaktır ki bu da caydırıcı olabilir çünkü Avrupalı birlikler Ukrayna’da üslenecek, askeri bir krizde savaşabilecek ve destek sağlayabileceklerdir.
Ancak bu, en az 900 kilometre kareden fazla aktif bir cephe boyunca yaklaşık 600 bin Rus askeriyle karşı karşıya olan Ukrayna’ya sadece sınırlı bir yardım olacaktır.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nde askeri uzman olan Ben Barry, Ukrayna’ya gelecekte verilecek herhangi bir destek için “hava ve deniz unsurunun” da gerekli olduğunu belirtiyor.
Ukrayna’ya konuşlandırılacak herhangi bir Avrupalı gücün barışı koruma misyonu olması pek olası değil.
Bu tür misyonlar Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenir ve bir temas hattının her iki tarafında devriye gezerek eşit bir şekilde çalışmayı içerir.
Geçmişte, özellikle de Temmuz 1995’te Bosna’da Sırp güçlerinin Srebrenitsa’da sözde BM koruması altında olan yaklaşık 8 bin Bosnalı Müslümanı katlettiği olayda olduğu gibi, bu misyonların etkisiz olduğu ortaya çıktı.
Güç ne büyüklükte olursa olsun, büyük olasılıkla bir tür Avrupa komutası altında olacak.
Geçtiğimiz çarşamba günü ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, bu tür birliklerin NATO güvenlik garantisi kapsamında olmayacağını, yani Rusya ile yeni bir çatışma çıkması halinde ilgili ülkelerin kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalacaklarını söyledi.
Rusya Şubat 2022’de Ukrayna’ya başlattığı işgali, en azından kısmen, küçük komşusunun NATO’ya katılmak da dahil olmak üzere Batı’nın bir parçası olmasını önlemek için başlattı.
Ukrayna’yı askerden arındırma arzusu da dahil olmak üzere genel hedefleri değişmedi ve ülke içinde Avrupa birliklerinin varlığına karşı çıkması muhtemel.
Kremlin, Avrupa ülkelerini ABD ile görüşmelerinin dışında tutmak istiyor.
Eğer Ukrayna’ya bir Avrupa gücü konuşlandırılacak olursa, bu güç ülkede kalmaya istekli olup olmadıklarını test etmek üzere tasarlanmış düşük seviyeli provokatif saldırılara maruz kalabilir.
Fransa, Ukrayna’ya askeri birlik gönderme konusunda en hevesli ülke İngiltere Başbakanı Keir Starmer da gerekirse kendi birliklerini sahada konuşlandırmaya istekli olduğunu söyledi.
İsveç de askerlerinin katılımının bir olasılık olduğunu belirtti.
Ancak Almanya’da bu hafta sonu seçime gidecek olan Şansölye Olaf Scholz, ABD-Rusya görüşmelerinin nereye varacağı konusundaki belirsizlik göz önüne alındığında bu tür tartışmaların erken olduğunu söyledi.
Bu arada, yoğun bir şekilde yeniden silahlanan Polonya, komşusuna asker göndermeyi reddetti. Bu da yeni başlayan çok uluslu çabaya bir darbe oldu.
ABD’li politikacılar kara birlikleri gönderilmesini reddetse de hava desteği sağlamayı henüz reddetmedi. Ukrayna üzerinde uçuşa yasak bir bölge oluşturulması Kiev’e önemli bir yardım olacaktır ancak Beyaz Saray Ukrayna’ya ilgisini yitirmiş görünüyor.
Bu nedenle bu adımı atmayı düşünüp düşünmeyeceği bile belli değil.
Daha olası senaryo ise Avrupa ülkelerinin Ukrayna’ya tam bir güvenlik garantisi vermek zorunda kalmasıdır ki bu da Avrupa’nın ne kadar ileri gitmeye hazır olduğu sorusunu gündeme getiriyor.
İngiltere ve Fransa’nın nükleer silahları var ancak Rusya’nın daha büyük bir nükleer cephaneliğe sahip olduğu düşünüldüğünde, Ukrayna’yı savunmak için bu silahlardan vazgeçmeleri pek olası değil.
Ukrayna’da ağır kayıplar veren ve 2022’den sonra toprak kazanmakta zorlanan Rusya, başka bir açık çatışmanın içine çekilmek istemeyebilir.
Ancak ABD’nin müdahil olmama taahhüdüyle birlikte Kremlin, Ukrayna’daki Batılı güçleri Avrupa’nın geri kalanında NATO şemsiyesi altında olanlara kıyasla daha yumuşak bir hedef olarak görebilir.