Avrupa, Trump-Putin yakınlaşması nedeniyle telaş içinde. Bazı Batılı liderler Ukrayna’ya asker göndermeye yönelik açıklamalar yapıyor. Diğerleri ise Rusya-Ukrayna Savaşı’na doğrudan dahil olma konusunda çekimser. Peki son zamanlarda tartışılmaya başlanan Avrupa Ordusu’nun kurulması mümkün mü? Avrupa buna hazır mı?

Suudi Arabistan’daki Rusya-ABD görüşmesi de telaşı ikiye katladı ve Avrupalı liderler, acil toplantıyla Paris’te bir araya geldi.
The Guardian gazetesi, Avrupa’da Rusya Ukrayna Savaşı’na ilişkin yaşanan krizi değerlendirdi.
Royal United Services Institute (Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü) adlı düşünce kuruluşunun askeri bilimler direktörü Matthew Savill, Ukrayna’da bir ateşkesin ardından konuşlandırılabilecek çeşitli güç seviyeleri olduğunu savunuyor.
Bunlardan ilki, Rusya’nın yeniden işgal etmesi halinde teorik olarak savaşabilecek büyük bir kara caydırıcı gücü. Bu muhtemelen Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin istediği 100 bin ile 150 bin askeri kapsayabilir.

Bu daha sınırlı bir yardım olacaktır ancak Rusya’nın Ukrayna’ya tekrar saldırması halinde Avrupa ülkelerinin de çatışmanın içine çekileceği anlamına gelebilir.
Daha sınırlı bir model ise “büyük bir eğitim gücü” olacaktır ki bu da caydırıcı olabilir çünkü Avrupalı birlikler Ukrayna’da üslenecek, askeri bir krizde savaşabilecek ve destek sağlayabileceklerdir.
Ancak bu, en az 900 kilometre kareden fazla aktif bir cephe boyunca yaklaşık 600 bin Rus askeriyle karşı karşıya olan Ukrayna’ya sadece sınırlı bir yardım olacaktır.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nde askeri uzman olan Ben Barry, Ukrayna’ya gelecekte verilecek herhangi bir destek için “hava ve deniz unsurunun” da gerekli olduğunu belirtiyor.

Bu tür misyonlar Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenir ve bir temas hattının her iki tarafında devriye gezerek eşit bir şekilde çalışmayı içerir.
Geçmişte, özellikle de Temmuz 1995’te Bosna’da Sırp güçlerinin Srebrenitsa’da sözde BM koruması altında olan yaklaşık 8 bin Bosnalı Müslümanı katlettiği olayda olduğu gibi, bu misyonların etkisiz olduğu ortaya çıktı.
Güç ne büyüklükte olursa olsun, büyük olasılıkla bir tür Avrupa komutası altında olacak.
Geçtiğimiz çarşamba günü ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, bu tür birliklerin NATO güvenlik garantisi kapsamında olmayacağını, yani Rusya ile yeni bir çatışma çıkması halinde ilgili ülkelerin kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalacaklarını söyledi.

Ukrayna’yı askerden arındırma arzusu da dahil olmak üzere genel hedefleri değişmedi ve ülke içinde Avrupa birliklerinin varlığına karşı çıkması muhtemel.
Kremlin, Avrupa ülkelerini ABD ile görüşmelerinin dışında tutmak istiyor.
Eğer Ukrayna’ya bir Avrupa gücü konuşlandırılacak olursa, bu güç ülkede kalmaya istekli olup olmadıklarını test etmek üzere tasarlanmış düşük seviyeli provokatif saldırılara maruz kalabilir.

İsveç de askerlerinin katılımının bir olasılık olduğunu belirtti.
Ancak Almanya’da bu hafta sonu seçime gidecek olan Şansölye Olaf Scholz, ABD-Rusya görüşmelerinin nereye varacağı konusundaki belirsizlik göz önüne alındığında bu tür tartışmaların erken olduğunu söyledi.
Bu arada, yoğun bir şekilde yeniden silahlanan Polonya, komşusuna asker göndermeyi reddetti. Bu da yeni başlayan çok uluslu çabaya bir darbe oldu.

Bu nedenle bu adımı atmayı düşünüp düşünmeyeceği bile belli değil.
Daha olası senaryo ise Avrupa ülkelerinin Ukrayna’ya tam bir güvenlik garantisi vermek zorunda kalmasıdır ki bu da Avrupa’nın ne kadar ileri gitmeye hazır olduğu sorusunu gündeme getiriyor.
İngiltere ve Fransa’nın nükleer silahları var ancak Rusya’nın daha büyük bir nükleer cephaneliğe sahip olduğu düşünüldüğünde, Ukrayna’yı savunmak için bu silahlardan vazgeçmeleri pek olası değil.
Ukrayna’da ağır kayıplar veren ve 2022’den sonra toprak kazanmakta zorlanan Rusya, başka bir açık çatışmanın içine çekilmek istemeyebilir.
Ancak ABD’nin müdahil olmama taahhüdüyle birlikte Kremlin, Ukrayna’daki Batılı güçleri Avrupa’nın geri kalanında NATO şemsiyesi altında olanlara kıyasla daha yumuşak bir hedef olarak görebilir.