“Gayrimenkulde ‘yeniden başlat’ düğmesine basma zamanı geldi”



Hamide HANGÜL

Gayrimenkul sektörünün çatı kuruluşu Gayrimen­kul Yatırımcıları Derne­ği’nin (GYODER) bu yıl 19’un­cusunu düzenlediği GYODER Gayrimenkul Zirvesi, sektör tem­silcilerinin katılımıyla gerçek­leşti. Zirvede konut piyasasının canlandırılmasına yönelik çözüm önerileri, yeni finansman mo­delleri tartışıldı. Zirve sırasında DÜNYA’nın sorularını yanıtlayan GYODER Başkanı Neşecan Çeki­ci, konuta erişim ve finansman so­runlarına işaret etti. Çekici, “Sek­tör olarak çığlık atmamız gereken günler yaşıyoruz” dedi.

Barınma sorunu alarm veriyor

Konut piyasasında ev sahipli­ği oranındaki düşüşe işaret eden Çekici, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz bir arada olmalıyız, önem­li bir dönem. Erişilebilir konut krizi dünyanın birçok ülkesin­de var. Şu anda 1,6 milyar insan bundan muzdarip. Araştırmala­ra göre, önümüzdeki 10 yılda bu sayı dünyanın toplamının yüzde 40’ına ulaşacak, yani 3 milyar in­sanı kapsayacak duruma gelecek. Bizde de sinyali çalıyor, alarm zil­leri veriyor. Ekonomi konuları­mız, pandemiden sonra alışkan­lıkların değişmesi bizi bir şeyler yapmaya zorunlu kılıyor. Barın­ma sorununda artık alarm veriyo­ruz. Konut sahipliği oranı yüzde 70 üzerinde sağlıklıdır, bizde yüz­de 55’lere kadar geriledi. Bunların çözülmesi için de konut satışla­rının tekrar yükselmesi, kiracılık tarafında, barınmada yeni model­lerin üretilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Yapay zekâ bizim için de var

Çekici, zirvenin açılışında yap­tığı konuşmada ise GYODER’in bu yıl 25’inci kuruluş yıl dönümünü kutladıklarını söyledi. Sektörün geleceğini yeniden şekillendir­mek üzere bir arada olduklarını dile getiren Çekici, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Gayrimenkul endüstrisi olarak yeniden başlat düğmesine basma zamanımız geldi. Geçmişin tecrü­beleriyle, hatalarımızdan dersler çıkararak, değişen dünya koşulla­rına uyum sağlayarak, geleceği en iyi şekilde inşa etmek için birlik­te çalışacağız. Türkiye ekonomi­sinin kalbi, gayrimenkul sektörü­dür. Biz, geleceğin mimarlarıyız. İşte bu nedenle, kendimizi daima hazır, motive ve en önemlisi ‘ye­ni’ tutmalıyız. GYODER olarak, barınma politikaları, sürdürüle­bilirlik ve finansman yöntemleri gibi kritik alanlarda çözüm öne­rileri sunan ‘Mavi Kitap’ı yazdık. Tüm paydaşlarımızla bir sefer­berlik çerçevesinde gayrimenkul ve kentsel dönüşüm okuryazarlığı projeleri yürütmeye başladık. Ya­pay zekâ artık bizim için de var” diye konuştu.

Rixos Otelleri ve Tersane İstan­bul Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince ise ko­nuşmasında şunları söyledi: “Bir turizmci olarak İstanbul için, İs­tanbul’un zenginliğine katkı sağ­layacak bir şey yapabilir miyiz hayali bende hep vardı. Haliç’te, özellikle Tersane bölgesi ile ilgi­li bir proje söz konusu olunca da bunun aradığım fırsat olduğunu, İstanbul’un zenginliğine zengin­lik katacak ve dünyadaki diğer şehirler ile İstanbul’u daha iyi ya­rıştırabilecek bir artı değer oldu­ğunu düşündüm. İstanbul potan­siyelinin yüzde 15, yüzde 20’sini yaşıyor. Bu proje ile bu potansi­yelin daha büyütülmesine katkı sağlayabilir miyiz vizyonu beni motive etti.”

GYODOR zirvesinde düzenle­nen panelde de finansmana yeni çözüm yolları ele alındı. KONUT­DER Başkanı Ramadan Kumova, yapı tasarruf sandıklarının Tür­kiye’de artık harekete geçmesi ge­rektiğini söyledi. Kumova, “Yapı Tasarruf Sandıkları Avrupa’da uygulanan, insanların çalışırken sistemin içerisine girdikleri, biri­ken paranın zaman içerisinde fi­nansmana dönüştüğü bir sistem. Bununla ilgili çalışıyoruz. Eğer Yapı Tasarruf sandıklarını Türki­ye’de oluşturup, gayrimenkul sek­törü ile birleştirebilirsek, yastık altındaki altının buraya aktarıla­bileceğine inanıyoruz. Birkaç yıl içinde yapı tasarrfuf sandıkları ile ilgili çalışmamız belli bir noktaya gelecek” bilgilerini verdi.

“Finansman modelleri değişmeli”

AYD Başkanı Nuri Şapkacı ise “Enflasyonun artmasıyla finans­man ihtiyacı inanılmaz derecede pahalandı. Krediyi yüzde 65’ler­den kullanıyoruz. Bizim artık ge­leneksel finansmandan çıkıp, bi­raz daha yeni modelleri kullan­mamız gerekiyor. Yani 15-16 yeni finansman yöntemi var biz çoğu­nu kullanmıyoruz” değerlendir­mesinde bulundu. İstanbul İnşa­atçılar Derneği (İNDER) Başkanı Engin Keçeli de arz talep dengesi­nin bozulduğuna dikkat çekti. Ke­çeli, “Bizim eksiğimiz fizibilite ve sermaye. İnsanlar önce fizibilite ve sermaye altyapılarını hazırla­yıp projelerini öyle geliştiriyorlar. Proje gayrimenkul yatırım fonları konusunda son derece mutluyuz. Sektörün kurtuluşu olarak bakı­yoruz. Regülasyonun doğru oluş­turularak hızla başlanması gereki­yor. Alternatif konut üretmeye ih­tiyacımız var” ifadelirini kulandı.

Gönül: Temettü dağıtanlara iyi gözle bakıyoruz

 GYODER zirvesinin öğleden sonraki oturumuna katılan Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı İbrahim Ömer Gönül, borsada şu anda 48 adet gayrimenkul yatırım ortaklığı olduğunu söyledi. Gönül, “Bunların 2023 yılında değerleri 350 milyar liraydı, bu yılı 550-600 milyar lira civarında bir değerle kapatacağımızı görüyoruz” dedi. Gayrimenkul yatırım ortaklıklarının vergisel avantajlarında değişiklik yaptıklarını ve ortaklıkların artık yüzde 10 kurumlar vergisi ödediklerini belirten Gönül, bununla birlikte temettü dağıtım zorunluluğu geldiğini, temettü konusunda yatırımcılardan pozitif dönüş aldıklarını anlattı.

aldık Bu yıl GYF’lerin projelere yatırım yapmasının önünü açtıklarını açıklayan Gönül, “Böylece sadece bitmiş değil devam eden veya başlangıç aşamasındaki projelere de yatırım yapabiliyorlar. Mevcut GYF’lerden Proje GYF dediğimiz bu fonlara dönüşüm ve yeni Proje GYF kurulumu için çok sayıda başvurumuz var. GYF’lerin güncel değeri 104 milyar lira. 2024 sonunda yaklaşık 115 milyar lira gibi bir rakamla karşımıza çıkacaklarını tahmin ediyorum. Bu da 2025 yılında yaklaşık 150 milyar liranın üzerinde bir fon büyüklüğüne ulaşacaklarını tahmin ediyoruz” dedi. Borsada temettü dağıtan şirketlere iyi gözle baktıklarını kaydeden Gönül, “Temettü aldığınız şirketi yıllarca taşımak yatırımcının hoşuna gider” şeklinde konuştu.

 Eğilmez: Türkiye büyük bir kriz yönetim üstadı

 Zirvede bir sunum yapan Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, Türkiye’nin büyük bir kriz yönetim üstadı olduğunu vurguladı. Sanayi üretiminde son yıllarda düşüş olduğuna dikkat çeken Eğilmez, şunları söyledi: “Enflasyonu çözmenin yollarından birisi de büyümeyi düşürmek. Tüm bunlara rağmen talebin canlı olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla arz ve talep arasında bir uyumsuzluk var diyebiliriz. Konut satışlarında da durum kötü değil. Geçen yılın aynı dönemine göre ikinci elde artış, birinci elde düşüş olduğunu gözlemliyoruz.

Dolayısıyla satışlar yüksekmiş gibi görünüyor. Ancak fiyatlar reel olarak bir gerileme içinde” dedi. Beklentiler iyileşmediği için enflasyonu düşürmenin zor olduğuna dikkat çeken Dr. Eğilmez, şöyle devam etti: “2001 yılında yaşanan krizde bizim iyi bir yola girmemizi sağlayan da beklentileri düzeltmek olmuştu. Biz büyümeyle enflasyonu düşürmeyi aynı anda beceremedik. Bütün bunlara rağmen Türkiye büyük bir kriz yönetimi üstadı. Özel sektörümüz bu konuda oldukça dirençli, atılacak adımların irrasyonel olacağını tahmin edebiliyor.”



Source link

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir