Kahire ve Giza’dan sonra Mısır‘ın üçüncü, Afrika’nın ise yedinci büyük kenti olan İskenderiye, Büyük İskender tarafından kuruluşundan Kleopatra’nın doğumuna kadar tarihin en önemli anlarından bazılarına sahne oldu.
Ancak şimdi bilim insanları, yükselen deniz seviyeleri nedeniyle İskenderiye’nin battığını söylüyor.
Dailymail’in haberine göre yeni bir araştırma, 2 bin 300 yıllık liman kentinde bina çöküşlerinde artış yaşandığını ortaya koydu.
Araştırmacılar, Büyük İskenderiye Kütüphanesi ve İskenderiye Feneri’ne ev sahipliği yapan şehrin artık yavaş yavaş yok olduğunu söylüyor.
Sadece son on yılda, şehrin temellerinin altından yukarılara doğru tırmanan tuzlu su nedeniyle çökmelerin oranı yılda birden, yılda 40’a çıkarak ‘endişe verici’ bir düzeye arttı.
Son 20 yılda kıyı erozyonu nedeniyle 280 bina yıkılırken, 7 bin binanın daha gelecekte çökme riskiyle karşı karşıya olduğu belirtildi.
Münih Teknik Üniversitesi’nde peyzaj mimarı olan Sara Fouad, “İskenderiye’nin yapıları yüzyıllar boyunca depremlere, fırtına dalgalarına, tsunamilere ve daha fazlasına dayanıklı, esnek mühendislik harikaları olarak ayakta kaldı. Ancak şimdi, iklim değişikliğinin de etkisiyle yükselen denizler ve şiddetlenen fırtınalar, binlerce yıllık yapıyı on yıllar içinde ortadan kaldırıyor.” dedi.
M.Ö. 331 yılında Büyük İskender tarafından kurulan İskenderiye, bir zamanlar dünyanın en büyük şehriydi ve antik dünyanın en önemli yerlerinden biriydi.
Akdeniz’in Gelini olarak anılan kent, kıyıdaki konumu sayesinde Ortadoğu ile Avrupa’yı birbirine bağlayan önemli bir ticaret ve nakliye merkezi konumundaydı.
Ancak bir zamanlar şehri refaha kavuşturan suya yakınlık, denizin hızla ilerlemesiyle şehri yok etme tehlikesiyle karşı karşıya bıraktı.
Atmosferde sera gazlarının birikmesi nedeniyle ısınan gezegen, okyanusların ortalama sıcaklığını artırıyor.
Su ısındıkça genleşiyor ve hızla eriyen buzullardan gelen tatlı suyla birleşerek küresel deniz seviyesini yükseltiyor.
