PSİKOLOJİK RAHATSIZLIĞI OLANLAR ORUÇ TUTABİLİR Mİ?
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan açıklamalara göre, oruç tutmanın sağlık açısından olumsuz bir durum oluşturması hâlinde muaf tutulma söz konusu olabilir. Burada en önemli nokta, tıbbi bir değerlendirme yaptırmaktır. Psikolojik rahatsızlığın türü ve derecesi dikkate alınarak doktor veya psikiyatristten görüş alınmalıdır. Oruç tutmanın kişinin ruhsal durumunu kötüleştirme riski bulunuyorsa, erteleme veya telafi yöntemleri uygulanabilir. İslami bakış açısına göre, Allah kimseyi gücünün yetmediği bir yükümlülük altına sokmaz. Bu nedenle psikolojik rahatsızlığı olanlar, oruç tutmak konusunda doktor görüşü ve dinî hükümlerin verdiği kolaylıklar çerçevesinde hareket etmelidir.
PSİKOLOJİK RAHATSIZLIĞI OLANLAR ORUÇ TUTMAYA KARAR VERİRKEN HANGİ UZMANA DANIŞMALI?
Psikolojik rahatsızlığı olanlar, oruç tutmaya karar vermeden önce mutlaka uzman bir doktor, özellikle psikiyatrist veya bu alanda deneyimli bir psikolog ile görüşmelidir. Çünkü uzmanlar, hastanın klinik durumuna göre ilaç düzenlemesi yapar ve oruç sürecinde oluşabilecek psikolojik ya da biyolojik riskleri değerlendirir. Ayrıca psikiyatrik ilaçların bazılarının aç karnına alınması gerektiği veya belli aralıklarla kullanılması zorunluluğu olabilir. Bu nedenle hekim gözetiminde oruç planı oluşturmak, tedaviyi aksatmamak açısından önem taşır. Aynı zamanda diyetisyen veya beslenme uzmanı ile de görüşerek iftar ve sahur düzenine dair uygun tavsiyeler alınabilir. Kişinin kendine özgü sağlık durumunu en iyi bilen uzman kadrolar, daha emin adımlar atmasına yardımcı olur. Böylelikle oruç, hem sağlık hem de maneviyat boyutuyla dengeli şekilde yerine getirilebilir.
PSİKOLOJİK RAHATSIZLIĞI OLANLAR ORUÇ TUTMAYA BAŞLAMADAN ÖNCE NELERE DİKKAT ETMELİ?
Psikolojik rahatsızlığı olanlar, oruç tutmaya başlamadan önce tedavi sürecinde verilen ilaçların kullanım zamanlarını gözden geçirmelidir. Doktorlarla yapılacak görüşmeler, ilaç saatlerinin sahur ve iftar zamanlarına uyumlu hâle getirilmesini sağlayabilir. Ayrıca beslenme uzmanlarıyla konuşarak kan şekerini ani şekilde düşürmeyecek, vücudu uzun süreli açlığa hazırlayan menüler belirlemek yararlı olabilir. Uyku düzeni de oruç öncesi önemli bir konudur; özellikle gece uyku saatlerinin değiştirilmesi, psikolojik dengeyi etkileyebilir. Gerginliği artıran ya da kaygıyı tetikleyen ortamlardan uzak durmaya çalışmak da tedbirler arasındadır. Düzenli kontroller, destek alabileceği aile veya arkadaş çevresi oluşturmak ve psikolojik seanslara aksatmadan devam etmek, oruç sürecini daha sağlıklı kılabilir. Böylece manevi kazanımlarla birlikte rahatsızlıkların tetiklenme riski de mümkün olduğunca düşük tutulur.
PSİKOLOJİK RAHATSIZLIĞI OLANLAR ORUÇ TUTARKEN İLAÇ KULLANIMINA NASIL DEVAM EDEBİLİR?
Psikolojik rahatsızlığı olanlar, oruç süresince ilaç kullanımında doktor talimatlarına uymalıdır. Çünkü pek çok psikiyatrik ilaç düzenli alım gerektirir ve bu ilaçların etkisi, uzun süreli açlıkla değişebilir. Bazı ilaçlar aç karnına, bazıları tok karnına alınmalıdır. Oruç saatlerinde ilaç alamama durumu, hastalığın seyrini kötüleştirebilir. Tedavi eden hekime danışarak sahur ve iftar zamanına uygun doz planı yapılmalıdır. Eğer ilaç alımı sadece gündüz saatlerinde mümkünse veya ara dozlara ihtiyaç varsa, bu durumda orucun ertelenmesi veya daha uygun bir dönemde tutulması gündeme gelebilir. İslam âlimleri, sağlık sorunları sebebiyle oruç tutamayanlara kolaylık tanır. İlacın aniden kesilmesi ya da düzensiz kullanılması ciddi yan etkilere yol açabileceği için, mutlaka tıbbî destekle hareket edilmelidir.