CUMA SURESİ’NDEN SONRA OKUNACAK DUA
Cuma Suresi okunduktan sonra, herhangi bir dua metni için Kur’an ya da hadislerde özel bir kayıt bulunmaz. Sure bittikten sonra, kişinin kalbinden geçenleri samimiyetle dile getirmesi önerilir. Örneğin, hayır istemek, günahlara tövbe etmek veya dünya-ahiret huzuru talep etmek gibi konular dua içeriğinde yer alabilir. Cuma gününün manevî ortamında, bu sure okunduktan sonra yapılan duaların kalp huzurunu artıracağı düşünülür. Haftalık ibadette bir araya gelen topluluk, cemaat halinde dua ederek birlik ve beraberlik duygusunu pekiştirir. Bazı kişiler, bilinen meşhur Peygamber dualarını veya Kuran’daki diğer dua ayetlerini tercih edebilir. Kendi dilinde, samimi bir şekilde niyazda bulunmak da geçerlidir. Önemli olan, sureyi okuyup bitirdikten sonra kalpten gelen içten sözlerle Allah’a yönelmektir. Bu yaklaşım, suredeki mesajların davranışlara yansıması ve Allah’tan yardım istemeyle anlam kazanır.
HER GÜN CUMA SURESİ OKUMANIN FAZİLETİ
Her gün Cuma Suresi’ni okumak, haftalık ibadet bilincini sürekli canlı tutar. Bu surede anlatılan konular, özellikle cuma namazının önemine dayanır, ancak günlük tekrarlar da kişinin sorumluluk duygusunu besler. Yahudilere yapılan uyarılar üzerinden, Tevrat’ı uygulamayanlar gibi olmamak gerektiği mesajı, sürekli okundukça zihinde yer eder. Öte yandan, surede “Allah’ı çok anın” şeklindeki tavsiyeler, her gün tekrarlandığında kişiye derin bir manevi disiplin kazandırabilir. Kısa olması, her gün okumayı kolaylaştırır. Ayrıca “Namaza çağrıldığınızda ticareti bırakın” şeklindeki öğüt, dünyevi işlere dalıp ibadeti aksatmama gereğini hatırlatır. Bu sureyi düzenli okuyarak ayetlerin ruhuna nüfuz etmek isteyenler, dini yönden daha şuurlu bir çizgide ilerler. Her gün okunması zorunluluk olmasa da, sureyi rutin hâline getirmenin bireysel maneviyata katkı sağlayabileceği düşünülür. Kalp uyanıklığı açısından, sıkça tekrar yararlı görülür.
CUMA SURESİ NE ZAMAN İNDİ?
Cuma Suresi, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) Medine döneminde inmiştir. Kaynaklarda, hicretin birinci yılı gibi erken dönemde nazil olduğunu belirten görüşler vardır. Bazı yorumcular, surenin 11. ayetindeki bahse konu olan olayın, Medine’de gerçekleşen ticaret kervanıyla ilgili bir hadise olduğunu, bu yüzden sureyi hicret sonrası bir döneme tarihlendirir. Bu olayın muhtemel tarihi, Medine’de yahudilerin hâlâ bulunduğu devre rastlar. Bu nedenle, Mekkî surelerle karşılaştırıldığında, toplumsal öğütler ve cuma namazına dair düzenlemeler içermesiyle Medine surelerinin tipik özelliğini taşır. Medine’de İslam toplumu inşa edilmeye devam edildiği için ayetlerde cemaat bilinci, toplu ibadet ve sorumluluk vurgusu ağır basar. Yahudilere yöneltilen eleştiriler ve onların Tevrat’a yaklaşım biçimine dair anlatımlar, Medine’nin sosyokültürel zeminine uygun düşer. Böylelikle surenin iniş amacı, toplumsal kuralları pekiştirmek ve müminlerin bir araya gelerek ibadet etmesini sağlamak şeklinde özetlenebilir.
CUMA SURESİ HATMİ NASIL YAPILIR?
Cuma Suresi hatmi ifadesi, genellikle surenin belirli bir sayıda tekrarlanması veya Kur’an bütünlüğü içinde bu sureye özel ağırlık verilmesi anlamında kullanılır. Geleneksel olarak, sureyi baştan sona okuyup ardından bazı dualarla tamamlamak bir nevi hatim olarak tanımlanır. Kişi, sureyi tecvit kurallarına uygun şekilde, mümkünse abdestli ve temiz bir ortamda okur. Her ayet üzerinde kısa duraklamalar yapmak, tefekkür etmek tavsiye edilir. Ardından, sure bittiğinde içten dualarda bulunmak âdettir. Bazı müminler, haftalık planlarında Cuma Suresi’ni birkaç kez okuyarak bu sureye has bir hatim oluşturur. Resmî bir geleneği veya mecburi kuralı yoktur, daha ziyade kişisel bir uygulamadır. Hatim denildiğinde genelde Kur’an’ın tamamının okunması akla gelse de, bazı sureler özel olarak defalarca okunabilir ve buna mini hatim yaklaşımı denebilir. Bu sureyi hatmetmek için özel bir rakam şartı bulunmaz. Kimi bir defa, kimi de istediği kadar tekrar eder.