SAHUR VAKTİ NEDİR?
Sahur vakti, oruç tutacak kimselerin güneşin doğuşundan önceki son öğünü yedikleri ve imsakla birlikte yeme-içmeyi bıraktıkları zaman dilimini ifade eder.İslamî açıdan sahur, fecr – i sadık(gerçek tan) başladığında, yani ufukta yatay bir aydınlığın belirdiği anda sona erer.Bu vakit astronomik olarak, güneşin ufkun yaklaşık 18 derece altında bulunduğu anla ilişkilendirilir.Söz konusu hesaplamalar ve gözlemler, sahur(imsak) saatlerinin doğruluğunu sağlamak için kritik öneme sahiptir.
Hz.Peygamber, sahur yemeğini tavsiye ederek sahurun manevi bereketini vurgulamıştır. Bu nedenle, tarih boyunca Müslüman toplumlarda sahur uygulaması, önemli bir sünnet olarak kabul görmüştür. Osmanlı döneminde sahur geceleri sokaklarda davul çalarak insanları sahura uyandırmak yaygın bir gelenek haline gelmiş, bu gelenek pek çok İslam toplumunda benzer şekillerde yaşatılmıştır.Kültürel olarak sahur, paylaşma ve dayanışma ruhunun hissedildiği, aile bireylerinin ve komşuların bir araya gelerek oruç öncesinde ihtiyaç duyulan besinleri tükettiği bir ortam sunar.
Coğrafi konum ve mevsimsel değişiklikler, sahur vaktinin belirlenmesinde önemli rol oynar. Ekvator çevresinde gece ve gündüz süreleri boyunca büyük farklılıklar gözlenmezken, yüksek enlemlerde, özellikle yaz dönemlerinde geceler çok kısalabilir veya neredeyse tamamen aydınlık geçebilir.Bu gibi uç koşullar altında, sahur vakti fıkhî ve astronomik ölçütler esas alınarak takdirî biçimde belirlenir.Kutuplarda tam bir gece yaşanmadığı dönemlerde yakın bölgelerin vakitlerinden veya özel hesaplamalardan yararlanılır.
Türkiye’de sahur vakitlerini belirleme sorumluluğu Diyanet İşleri Başkanlığı’na aittir. Diyanet, güneşin ufka göre konumunu ve her ilin coğrafi özelliklerini dikkate alarak hazırladığı astronomik veriler doğrultusunda sahur(imsak) saatlerini ilan eder.Böylece müminler, güneşin doğuşu öncesinde belirlenen en doğru zamana kadar yeme içme faaliyetlerini sürdürür, imsak vaktiyle birlikte ise oruca niyet eder.Bu vakitte kalkmak, oruç ibadetini yerine getirirken hem sünnete uygun hareket etme hem de fiziksel açıdan güç kazanma fırsatı sunar.