İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 46 sanığın yargılandığı davanın 3’üncü duruşmanın görülmesine 4’üncü gününde devam ediliyor.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada, avukatların savunmaları alındı.
Tutuklu sanık Serdar Yüksel’in avukatı, “İddianameyi hiçbir şekilde kabul etmiyoruz” dedi. Tutuklu sanık Rıza Keykubad’ın avukatı, “Katılma taleplerinin reddine karar verilmesini talep ediyorum. Kaya bebeğin ölümüne sebebiyet vermekle alakalı aleyhte hususları kabul etmiyoruz. Soruşturma aşaması başarısız ve eksik yürütüldü” dedi.
“HERKES BİZE BOMBAYI YUTUN VE PATLAYIN DİYOR”
Savcı Yavuz Engin’i tehdit eden kişilerden biri olan tutuklu sanık Tuğçe Toptemel’in avukatı ise “Bu dosyada çok fazla Kurtlar Vadisi’ne atıf yapıldı ben de bir replik söyleceğim o diziden şu şekilde; ‘Ortada pimi çekilmiş bir bomba var herkes bize bombayı yutun ve patlayın’ diyor. Biz ölmeyi göze aldık yanımızda kimi götüreceğiz onu düşünüyoruz. Benim müvekkilimi koçbaşı olarak kullandılar. Savcının tehdit edilmesi olayında müvekkilimin adı geçtiği için tahliye olamıyor.” diye konuştu.
ARA KARAR BEKLENİYOR
Mahkeme heyeti, savunmalarının tamamlanmasının ardından ara kararını açıklamak üzere duruşmaya 2 saat ara verdi.
BEBEK ÇETESİNDE KİM KİMDİR, EN SON NE BİLİYORUZ? 10 SORUDA BEBEK ÇETESİ / HABER
NE KADAR CEZA İSTENİYOR?
İddianamede, şüpheli Fırat Sarı’nın 10 kez kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, nitelikli dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve 11 kez uygulanmak üzere resmi belgede sahtecilik suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi.
Diğer şüpheliler hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülen iddianamede, ayrıca, malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine dolandırıcılık suçu işlenerek maddi menfaat temin edildiğinden, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi talep edildi.