İstanbul’daki antika pazarında bulduğu 60 yıllık mektupların Amerika’dan Aydın’a uzanan hikayesinin peşine düşen Serkan Topal, mektupların sahiplerine ulaşmak için Aydın sokaklarını karış karış geziyor.


”AMERİKA’DAN AYDIN’A YAZILMIŞ MEKTUPLAR OLDUĞUNU GÖRDÜM”
Amacının 60 yıllık emanetleri sahiplerine ulaştırmak olduğunu ifade eden Serkan Topal, serüvenini anlatarak, “İstanbul’dan Aydın’a bir yolculuk yaptık. 10 senedir ben antikalar ve antikaların hikayeleriyle ilgileniyorum. Eşim Aydınlı ve Aydın’a gelmeyi düşünüyorduk. Aydın’a gelmeden önce antika pazarına gittik. İstanbul’da pazarda tesadüfen tezgahta bazı mektuplar buldum. Toplam 6-7 taneydi. Mektuplara bakınca Amerika’dan Aydın’a yazılmış mektuplar olduğunu gördüm. Fakat bu mektupların yerlerine ulaşmadığını düşünüyorum. Buraya geleceğimiz için kafamızda bir ışık yandı. Dedik ki, ya bunların izini niye sürmüyoruz, yerine ulaştıralım diye. Heyecanla hemen yola çıktık. Aydın’a geldik. Aydın’a geldikten sonra mektuplarımız Hasan Efendi Mahallesi 12. Sokak adresine yazılmış. İlk geldiğimiz yer burasıydı. Fakat şöyle bir sıkıntımız oldu. Mektuplar 1963 yılından yazılmış. Arada tam 62 yıl gibi bir fark var. Biz böyle ‘pat’ diye rahatça bulacağımızı düşünürken meğer sokakların isimleri değişmiş, 2 mahalle bir araya gelmiş. Yani şu anki 12. Sokak aradığımız yer değilmiş. Aradığımız 12. Sokak mahallenin daha aşağısındaymış. Daha sonra muhtarla görüştük. Nüfus Müdürlüğü ile görüştük” dedi.

Ali Töz’ün 3 kızının olduğunu ancak soy isimlerinin değişmiş olabileceğinden dolayı bulmakta sıkıntı yaşadıklarını sözlerine ekleyen Serkan Topal, “3 tane kızı olduğunu tahmin ediyoruz. Mektuplar da öyle yazıyor. Kızlar olduğu için soy isim değişiklikleri sebebiyle ailenin soy ismi değiştiğinden biraz da onun sıkıntısını yaşıyoruz. Ama çok büyük ihtimal mektubu yazan ateşemiz Kaya Kutlu üzerinden ulaşabiliriz diye tahmin ediyoruz. Ayrıca Ali amcanın kardeşleri Nihal, Sema, Sedef ve Haydar Bey varmış. Ayrıca da Simten Hanım diye bir hanım da var. Mektupta da yazıyor. Belki bunlar üzerinden de tanıyanlar olursa, bize ulaşırsa en azından oradan da 62 yıl sonra emanetleri yerine ulaştırabiliriz” dedi.

“Mektubun içerikleri dönemi yansıtan şeylerle dolu. Hem çok hoş hem de genel yapıyı öğrenmek açısından önemli. Mesela fotoğraf makinesi yokmuş, o yüzden aileye fotoğraf yollayamamışlar. Bir arkadaşından makine alacakmış, ondan sonra fotoğraf yollayabilecekmiş. Diplomatımız 860 dolar maaş alıyormuş. Bir ev tutmuş. Çok güzel bir ev diye bahsediyor. 2 yatak odalı, 2 banyolu ve oldukça geniş. Onun kirası da 180 dolar civarındaymış. Öyle arabalar varmış. ‘Eski klasikler bize pek uymadı. Onun yerine gittik, Volkswagen aldık’ diyor. Hatta ‘arkadaşlarımızla görüştük, onlar da Volkswagen aldı’ diyor. Yani dönem açısından da ilginç şeyler. Birkaç yere gezmeye gitmişler. Müthiş gelmiş, çok farklı şeyler yaşamışlar, onları anlatıyorlar. Şimdinin sosyal medya durumlarını, orada mektuplarda gördük yani. Bizim için o kısmı da çok güzel oldu. Ben aldığımda mektuplar açık değildi aslında. Sadece üst üste hepsi bir poşet içerisindeydi. Biz tabii ki bilgiyi görmek açısından nereden olduğunu bilemedik. Tam olarak onun için açtım zaten. Onun üzerinden buraya kadar geldik. En son mektup 1963 yılında yollanmış. Son iki tanesi. Mektuplar da çok güzel. Zarfı açınca zarf aynı zamanda mektup kağıdı. Yani dönem için harika bir çalışma. Artık mektup göremediğimiz için mesajlar çıktığından şu ayrıntı bile olayın ne kadar güzel olduğunu gösteriyor bize” dedi.