Hamide HANGÜL
Sanayiden inşaata, teknolojiden tarım ve enerjiye 34 ana sektörden 50 derneğin üyesi olduğu Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED), 20’nci yılını kutladığı bu yıl, 28 Kasım’da düzenlenecek rekabet kongresine hazırlanıyor. Bu yıl 16’ncısı düzenlenecek kongre öncesi söyleşi yaptığımız SEDEFED Başkanı Emine Erdem, federasyonun çalışmalarını, makro ekonomi ve rekabet kongresine yönelik sorularımızı yanıtladı. İş dünyası örgütleriyle yurt içi ve yurt dışında ciddi bir yapılanmaya sahip olduklarını söyleyen Erdem, “Ülkemizin rekabet gücünü artırmaya ve ekonomi politikaları oluşturma sürecine katkıda bulunuyoruz” dedi.
“Bazı işletmeler kapasite düşürdü”
SEDEFED çatısında, sanayiden inşaata, teknolojiden tarım ve enerjiye 34 ana sektörden 50 dernek bulunduğunu ve 13 bin işletme ve iş insanını temsil ettiklerini hatırlatan Erdem, bu geniş yapının, sektörlerde yaşanan zorluklara doğrudan tanıklık etmelerini sağladığını söyledi. Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü: “2024, finansman sorunlarının devam ettiği ve küresel rekabet ortamının zorlaştığı bir yıl oldu. Bazı işletmeler faaliyetlerini sınırlandırmak veya kapasitelerini düşürmek zorunda kaldı. Mevcut tablo, 2025 yılının hem yerel hem de küresel dinamikler açısından zorlu bir yıl olacağını gösteriyor. Enflasyon ve yüksek maliyetlerin etkisiyle iş dünyasının maliyet yönetimine daha fazla odaklanacağını öngörüyoruz.”
“Yüksek katma değer ve güven ortamı önceliklerimiz olmalı”
Ekonomiye yönelik en temel problemler ve çözümüne yönelik de değerlendirmelerde bulunan Erdem, şu açıklamalarda bulundu: “Enflasyon, son yıllarda üyelerimizin ve ekonomimizin en temel sorunlarından biri. Öngörülemez maliyetler, hem şirketlerin planlamalarını hem de hane halkının alım gücünü olumsuz etkiliyor.
Ayrıca enerji ve ham madde ithalatına bağımlılık, ekonomimizi döviz dalgalanmalarına karşı savunmasız bırakıyor. Bu sorunların çözümü için öncelikle mali disiplinin sağlanması ve yapısal reformların hayata geçirilmesi gerekiyor. Yüksek katma değerli üretime geçiş, yerli üretimin teşvik edilmesi ve ekonomik güven ortamının inşası önceliklerimiz olmalı. Özellikle güven iklimini yaratmadan, girişimcilik ekosistemimizi geliştirmek ve yabancı yatırımcıyı çekmek mümkün değil. Bunu sağlamak için de her alanda liyakatli, şeffaf ve adil bir anlayışa ihtiyacımız var.”
SEDEFED’in bu yıl 28 Kasım’da, 16’ncı rekabet kongresini düzenleyeceğini açıklayan Emine Erdem, rekabetçiliğin, sektörlerin gelişimi ve sürdürülebilirliği için hayati bir unsur olduğunu söyledi. Kongrenin açılışını ise Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır, Rekabet Kurulu Üyesi Ayşe Ergezen, TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez ve TÜSİAD Başkanı Orhan Turan’ın yapacağını açıklayan Erdem, “Teknolojinin desteğiyle daha güçlü bir Türkiye’nin nasıl inşa edilebileceğini geniş bir perspektiften değerlendireceğiz” dedi.
Türkiye’nin, AB ülkelerine kıyasla yüksek genç nüfusu, yakından ve güvenli tedarik avantajı, değişimlere hızlı adapte olma ve esnek üretim yeteneğinin rekabette öne çıkan avantajları olduğunu söyleyen Erdem, “Eğitim ve dijitalleşme ise rekabette en zayıf kaslarımızı oluşturuyor. Özellikle Ar-Ge harcamalarını artırmak ve nitelikli insan kaynağı yetiştirmek için devlet ve özel sektör iş birliği büyük önem taşıyor” dedi.
Kadın girişimciliği halen düşük, güçlü adım atılmalı
Kadın Girişimcileri Derneği (KAGİDER)’in de eski dönem başkanlarından olan Emine Erdem, 2002’de yüzde 4 olan kadın girişimciliğinin, halen düşük bir oran olmakla birlikte yüzde 12’ye yaklaştığını belirterek, “Kendi hesabına çalışan kadınları da eklediğimizde yüzde 17,5’e ulaşıyoruz. Düzenlenen eğitim, mentörlük, koçluk programları, özellikle finans ve teknoloji şirketleriyle sağlanan destekler, girişimci kadınların önünü açıyor. Kadınlar ağırlıklı mikro, küçük ve orta ölçekli işletmeler kuruyor. O nedenle daha somut ve güçlü adımlar atmalıyız. Öncelikle sermayeye erişim olanakları artırılmalı, teşvik ve hibeler ile düşük faizli krediler daha yaygın hale getirilmeli” önerisinde bulundu.